Eski İstanbul
güneşli ve güzel günler
bir pencere yarım kalmış koşarak denize mi gidecektik siyah beyaz yoksa dalgın çocuk dalgın çocuk galata da balık öpülecek miydim seninle mehtap taşlara söyle geri gelsinler suya ışık tutan sevinçlerimize varıp istiyorlarsa yeniden öldürsünler bizi bu koca şehrin göz yaşları her kesin duyduğu ve ıslandığımız bu yağmur o sabah limana indik laleli gümüş kıyıların budala evlere gülümsediği ve aşınmış yolları iz belleyerek rüzgarı yutup umut yuvarlayan o tatlı zamanların adını bize sormayın olmadık diyecek kadar az aydınlık sokaklar içimize varmış ağaçlar da ölesiye bir mutluluk mutluluk pencereyi açıp şarkılar söylemekmiş bağışlayın rengarenk bir duygunun içindeyim iki insan ve güvercin ve sonra daha ileriye koştukça durgun rüzgarları uyuttuğum mavi ışıklar çoğalıyor göğsümde durun diyorum ne olur durdurun beni uyuklayıp anneyle çocuğuna ve mendilime umut kırıntıları bırakacaklara bu güzel zamanı hediye ediyorum yorumsuz yoruluyor eski istanbul. |
Üstelik içinde istanbul geçen şiirlere de bayılırım..
Yazan gönle sağlık.