TUTSAK YEŞİLIRMAKSaraydüzünde akşamüstü Yeşilırmak yatağına uzanmış, Su şırıltılarını dinliyor inceden inceye, Dönen su dolaplarına bakarak Bir ninni bir masal gibi içten Duygu dolu ağlayarak, Bu kentin güler yüzü kadar berrak Akar gider çağlayarak, Ve aşkın şarabı Tersakandan karışır, Sonra kana kana içerken aheste aheste Yalpa yaparken sarhoşlukla Bir sağa bir sola menderes çizerken Sarmaş dolaş kıvrıla kıvrıla gider, Mahzun ve durgun, Heslerin tutsaklığında ki bendine, Zincire vurulmuş kısrak gibi Şahlanır haykırır çırpınır Bir zamanlar heyhat! Bir zamanlar Deli çaylar gibi coşarken Sığmazken yatağına Yeşilırmak Şimdi ne kuş cıvıltısı Ve ne de o asma köprülerin gıcırtısı, Duyulur rüzgârda boranda, Terk edilmiş bir yatak gibi Ayak derileri çıplak Kökler açıkta, Ağaçlar ayakta ölür derler ya, Gör aydınlığa çık da Hesler enerji besler, Umarım bir gün duyulur Doğal protest sesler Vadinde uçmak için Her bahar seni bekler O özgür kelebekler. Aşkla. 15.11.2015 Mehmet TOZLU |