AMASYA DÜŞLER ŞEHRİM
Bir yaz günü,
Şehzadeler yolunda, Rengarenk ışıklar altında, Bir bankta. İçim geçmiş dalmışım, Düşlere dalmış, Bu şehir ki hala anlatılamamış, Bir masalmış. Frigler’den Hititler’e ve halklarına, Teşup’un kutsadığı topraklarına, Strabon coğrafyada bir yer arıyor, Amesia’ geçmişine sarıp sarmalanıyor. Pontus halkı tarihini dağa yazıyor, Krallarına layık mezar kazıyor, Harşena Kalesinin sarp yamaçlarına, İnançları uğruna, amaçlarına. İlhanlının mirasıysa dünyada tekdir, Mumyalar bu konuda bize örnektir, Geçmişten günümüze ışık tutuyor, Bağrında yatanları hep avutuyor. Mihri Hatun’sa terennüm ediyor, Aşk kokulu yalıboyu evinden, Ferhat külüngünü savuruyor, Şirin’e aşkıyla en derinden. Bimarhanenin içiyse, nağme doluyor, O nağmeler ki hastalara, şifa oluyor, Taşhan’ım Kümbet’im içi sırmalım, Minarelere örnektir hala burmalım. Beyazıtım, Gümüşlüm, Sofu’lum, Künç köprüm, Mağdenüs’üm, yosun kokulum, İris Nehrim, her şeyim hayatım, Uyandığımda dimağımda bunlar kalanım, Düşler Şehri diyoruz buraya biz, Düşe düşmeden göremezsiniz, Düşler şehrini siz… 10.10.2013 Mehmet TOZLU |