Tamara.../Mevsimsiz haşrolunduk biz sıkı giyin üşümesin yalnızlığın... / Sesinde büyüyor kıyametim söylesene Sana kıyam ettim diye mi üfledi sûr’a İsrafil Yoksa böyle yenilemez insan bir yek bakışa Mahşerde Tamara mahşerde iki elim yakanda... Kimseye sezdirmeden Uçuruma büyür bazen bir erkek ben babamın ölmüşlüğüyüm Bilenler söylesin hele annemin gözyaşını hangi din dindirecek Vurulmuşluğun kahpesi olmaz Tamara cinayetin hayrolsun Her îşte bir hayır vardır diyene selam olsun Bilmediğim bir dil gibi aşk tüm içtenliğimle konuşamıyorum bunun kitabını yazmış filmini çekmişlerdir çoktan boşver Hadi kalk sevişelim Ben senin bilmediğin bir yarayım boynundan öpmeden geçmeyecek acım Yüreğime batıyor terlemiş gövdenin yükseltileri Çünkü gökyüzüne değiyor senin türkülerinin saçları... Saçların dağılıyor güneş girmemiş evlerin çıplaklığına Ben seni çıplaklığımla sevdim Tamara Korkma kötülük çocukları vurmakla olur bir sevdaya soyunmakla değil. Bu aralar Buralar hep savaş Ve doğmayı beklemiyor artık çocuklar Hikayeleri yitik acılı şarkılar söylüyor kadınlar Ben kentler biliyorum İçinden kurşun yüklü katarlar geçiyor peşi sıra elleri ellerim ellerin Eloğlu adama hikayesini sormuyor Tamara... Bak Bir uzunluk yatıyor köşe başında Mevzu Yaradan değil paradan Tamara köşeyi dönen dönene bu ara Sen beni şehrin surlarında bekle biliyormusun Garip şey yaşlanmak üstelik sevdalanmışken... S.Ş |