Me/kansız
yitik bir zaman diliminde istersen
büyüt umutlarını ulu bir çınar yalnızlığında gayya kuyularınca düşsende yusuf yüzün hürmetine ebrehe’nin ayak seslerine mukabil arafta sussun zaman silinsin divite sürülen nefret yalımı me’kânsız her ölüm kan sızan yazgımızdan yusuf yüzün hürmetine yakup gözleriyle baksın ismail baş’ın anne şefkatiyle kucaklasın ellerin her ne varsa tırnakları sökülsün z’amanın adımlarından dakikalar şehla bir kuşun kan’adında büyüt sevinçlerini sıra d’ağlarca çığ düşmüş dağ eteklerince yeşil sevdanın duvağına yitik bir gök kuşağının renklerine as allı, yeşilli, morlu güneş tenli günlerin muştusunu |