55
Yorum
65
Beğeni
0,0
Puan
6124
Okunma
Ya Rab!
Ufuklara kara çalan
Bu karanlık eller kimin?
Kökünden sökülmüş bu kaçıncı fidan?
Hülasa,
Terk-i diyar etmiş arzı
Tüm eşref-i mahlûkat.
Her köşede Ebrehe kılıklı bir cüzzamlı
İblis, drakula sürüsü,
Göç yolunu şaşırmış Ebabil,
Geçit vermez Kızıldeniz.
Tek duyulan baykuş sesi…
Ölgün bir akşam sessizliğinde
Dillere tünemiş kırık birkaç söz;
İmlâsı bozuk bir laf ü güzaf yarışı,
Bitimsiz bir sürek avı telaşı
Katar katar od düşen yüreklerde muamma,
Cazgır bir sükûtun nidasıyla telaşta;
Kıymeti kalmış mı ki sağın solun
Sözcüklerse, yarım yanlış,
Di’li geçmiş zamanla serenatta,
Müphem bir pantomim suretiyle kıyasta…
Nutku tutulmuş beşerin apansız,
Pelesenk vurulmuş sanki dillere,
Vurulmuşuz zincirlere.
Puls kaplı dört bir yanımız;
Teyakkuzda
Dolam dolam buz keser düşlerimiz,
Cazgır bir sükûtun nidasıyla telaşta.
Oraklar çalınır tüm yeşilime,
Vatansız kalışıma şaşarım…
Kimliksiz ölümler sağılırken başımda,
Salasız defnedilir her y/anım.
Çıkmayan soluklara pusarım nefes nefes,
Yorgun sözcükler eski(ti)rken dilimde.
Kefareti kifayetsiz ah’ların,
Duraksız seyr-i seferlerinde
Zincir kıran, tozkoparan infial
Mayın tarlası yüreğim.
Çığ düşer damlarıma,
Prangalar vurulur bir bir umutlarıma.
Neşesini kaybedeli gökyüzüm,
Mayınlar döşenir sınırlarıma.
Bir sükût bin cana bedel.
Susanların sükûtu.
Kıyılanlar kıydı bize
Har har yandığımız bundandır,
Lâ/kin
Mavisini tutsak edip göklerin,
Şafağına ermek için el ele,
Alnından öpmeli kor gecelerin,
Bir ebemkuşağı şalı renginde.
Şiirimi seslendiren suskunbiradam (Turgay COŞKUN) Hocama sonsuz teşekkürlerimle...
Mevlüt GÖZDE
Şiirimi güne lâyık gören Sayın Seçki Kuruluna teşekkür ederim.