Hitamına Cevabi Not Yazılmış Bir Mektup Üzerine Şiirsel Deneme-1Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Aşkla sevgi arasındaki farklardan birisi.
Belki de en gözlerden ırak olanı. Her ne denli fark edilmese bile. Hareket kavramı ve ondaki değişkenliğin. Ehem ve mühimine göreceli teorisellik durumudur. Teori olmadan eylem yapan bir özneyle. Prati pragmatik, bir belgisiz sıfatın. Durmadan içkinleşen farkı anlatmak, istediğim. A.K.A. Yıldızlar kadar uzak.. sanki ışık yılı bir mesafe evveliydi /// Ve mektup, evvelkiler gibi alıcısına ulaşmış, alındığına dair belgeyle geri dönmüştü. ... yüzümüzde çizgilerin olmadığı hayatın emr-i vakileriyle yüzleşmediğimiz zamanlardı. İlk gençlikte bir devir ilk ve /son/ kez yaşanan bir aşk... Bahar sonu, yaz başına rastlayan yağmur davetçisi sıcakların hüküm sürdüğü mevsimdi.. Nagehan çıkan bir rüzgar sonrası inen, kırkikindi sağanaklı bir öğle sonrasıydı. ikircikli.. zorlukla ilerleyen karşılık bulma ihtimalinin belli-belirsizlikte seyrettiği bir hikayedir, mektubun konusu. İmgelere boğulmaksızın ve kestirmeden söylersek; aptal aşık cesareti bu işin akıbetine, dair huzursuzluktu hissedilen.. Ve şimdi, geri dönülmez izafi boyutta mazi olmuş günlerin yitik izbelerine gizlenmiş, eski bir hatıraya dair ritüeldi. Tekrar hatırlanır oluşuysa muhtemelen yaşlanmaya başlamak ve gençlikten, yıldız sıçraması bir ıraksamaya delaletti. Dokuz çarşambanın gün değil, an periyoda sığabildiği bir zaman dilimiydi kısaca... Sonu iyi bitecek şeyler için de ne mevsim olumsuzdu, ne doğa aslında... İğde çiçeklerinin sere serpe açılıp, tarifsiz hoşlukta koktuğu. Gelinciğin, yoldaşı mor çiçekle dem-i devran sürdüğü. Murat kuşunun hüzünle ötüp, serçelerin, ansızın bastıran yağmurdan kaçmak için saçak altı bir korunak aradıkları günlerdi, Aptal aşık saflığıyla gönderilmiş, olabilirlik ihtimali gittikçe azalan, kimi zaman da çok ısrarlı fırsatların arada kaynayıp gittiği bir süreç heyecanıyla gönderip, cevabını beklediği mektubun hitamına kısa bir not yazılmış olduğunu gördü. ... Düzgün bir el yazısıyla karalanmış bu kısa nota takıldı, aniden gözleri... Ve yazılanları okumaya koyuldu. Okudukça, ikna edici bir mebruriyet.. ve kabul edilmiş mecburiyetin münzevi çaresizliğini duydu. Geriye, sadece insan tariflerinde tasnif edilebilecek bir sevgiye sığınabilme gerçeğinin kaldığını duyumsadı. En fazlası aptal bir aşık, ve tahayyül mesafesi meşk, tekrarı olmayacak aşkın ilk haliydi... bunlar dışında.. ne öznel arzular bencili meyl, ne acımtrak bir zeyl kalmıştır, sürecek. Öyle ki, iğdiş edilmiş hisli ayrıksılık. Geride, kendine özgü ve kendinden özge bir aptallığın muhkim izlerinin seçilebildiği, umutsuz bir "aşk"tan ibaret kalmıştı. Çok kısa tutulmuş, ve bundan sonraki hayatı için bir o kadar derin etkileri olan o notla, her şeyin darmadağın olduğu düşüncesine kapılıverdi, birden ! Sanki, eski bir Türk filminde film kahramanına maziyi anımsatma sahnesindeki sis ve duman efektle -kurgulanan- rolünü oynar gibiydi... Etrafında, pembe ve mavi hareli dumansı film kareli, bitevi dönüşken bir mekansızlık vardı. yakıcı.. kor bir gençlik ateşi kül rengi bejinde sönerken, sevgi gerçeğini, kendi yoluna çizerek öldürdüğü kesinleşen menhus bir bahtın karasıyla aptal bir aşkın yarası halin, anlamsızlık boyutunda yaşanmışılığı vardı. yani "gönül adamı" olamayışını ve de hep bu nedenle "pyrus" kaybedenliği ilk kez orada farketti, adam. Ahmet Kutlu Ayyüce Isparta- 5-6 Ekim 2015 |
Yada sevmeye zaman ayıramamakmı
Bir mektubda bile dibine dek aşk hissedebilen adam
Ideallerinin peşinden koşmayı öncelik saymış sanırım
Sadece ideallerine yenilmişsin ustam.
Ne diyeyim kutlu olsun