Serâbâttenim tenine açılan çöl dudakların vaha dudakların yağmur suyu gözlerin kamaşmış nehirler içlerinde şehr-âyin içerimde yokluğunca uzayıp giden.. avuçlarımda yanakların bir göl kenarı kadar serin içime bırakılmış bir kız çocuğu kadar narin bazı kelimeler işte bir kuyuda özlüyorum susamış dilim gök şarâbın dökmemiş |