Gül zebân
tereddütleri bölüşen ellerinin kıyısıyla..
tarifsiz kalan gözleri çölü yutan, bahr-ı semâ yıldızları saçlarına indiren amâk-ı zarâfet kalbi menekşe yaprağında parlayan taç bârika-i sadakat gönlünde güvercinlerin şarkısı dudağı gülden âfet gölgesi ayısığı.. güneşin gündüzü terketmesi uzak ve kavuşulmayan naz hayal-i müntehâ.. sürreal letâfet ruhumun bütün dikenlerini kıran huzur saati yaz günü gibi bulutsuz ferahfeza sesi iyilik.. b’nin içindeki tı tecellisi bir mumun alevinden yükselen duman gibi içinden gidişini elsiz ve dilsiz.. bir eşiğe muhtaçtık ayrılığın gamını bir lahzada yakan bakışa yolda kaybolanlara yahut en uzak yıldıza değil kalbinin evini sessizlikle bağışlamaya rüzgârda uçuşan saçlarına erguvan ağacı renginden masala alnımızda uğuldayan karmakarışık fırtınaları bilinmezde birbirine katmaya güzde susmaya sonsuzluğu anla.. kelimesiz kalışın hakikatini |