Hanif"“Ben Kureyş’ten kurutulmuş et yiyen bir kadının oğluyum” bu bağların toprakları adem en çok çiğnenen söz bağından koparıldı derin vadilerde aktı yıldızlarda parladı güle yazıldı dağlarda karlandı.. buharlandı. oysa "ben batan şeyleri sevmem" dedi. konuştukça konuşur aynalar kumdan çiçekler ve yeryüzü güneşi.. gözlerime doğru yüksel daha ve ayrılıksız.. bir kopuşla gel hakikat kelimelerden geçmez. serap ne çok. inanmanın tadında güvercin kanadında narin bir şarkı ağıdıyla girerek yâd-ı beyza avlusuna Şam’ın doğusundan göğün kızılından bir ırmakla saçlarında bütün boğulmuş bir ağır.. ipince bir duyuşla gel saçlarını taramamış fısıltılar.. kalbinle dünyayı ’yokla’ gözlerin varlık serenâdı hiç edip cümle kapıyı suya yazılanı yazılmayanı göğsüme dilek ağacı.. ellerimle hürlüğünün bir olduğu vakti kucakla bana kolların yeter. |