kalbim ölmeye müsaitacı çektikçe, ve üşüdükçe, ve uzaklara daldıkça, kırarsın belki kendini. belki bir şafak vakti, pencerene konan kuşlara bölersin yalnızlığını. belki kozasından yeni çıkmış bir kelebek, alıp götürür seni. bir yaşamın ömrüne katarcasına. asıl bizim yaşamadıklarımız, ve henüz gidemediğimiz o uzun yol, ve henüz doğmamış bir çocuk edası, ve acıya tohumlanan yaralar, birikmişken içimizde, tokmağı paslanmış bir kapının, pervazından sızan rüzgar, özlemin kokusunu getirir. öyle içine çekersin ki; yaşamakla ölmek arasında kalırsın. kaybolup giden bir sevda gibi, ölüme buyur gir içeri, kalbim ölmeye müsait, der gibi. ibrahim dalkılıç |