yoktan farksızbenim dökülen sarı yapraklarım var toprağa karışamadan süpürülen yolları asfalt parklarım o yüzden ilham vermez şairlere artık sonbaharlarım benim yalancılarım var yalanlarına inandı sandıklarım hatta inananlarım -kınayamıyorum- bir gönül çelen yalana ben de inandım bu yüzden kırgınlıklarım var "alçı tutmaz böyle yaşamayı öğreneceksin" dediği doktorların umutlarım var ne vakte kadar ertelediğimi bilmediğim iflah olmaz bir saflıkla umutlarımı besleyen hayallerim ama öyle çok bekledim ki soldu biraz renklerim benim zeytin ağaçlarım var sayısı azalsa da ve uzattığım sevgili barışmasa da hala barışı simgeler dalları oysa benim de küskünlüklerim var atılan bir ufak adıma çağlayarak koşacağım kavgalarım var benim hepsi zaferle son bulmayan savaşlarım -en çetini kendimle yaptığım- ben çarpışmadığım savaşların da gazisiyim Her toprağa düşen bedenle biraz da kendimi gömerim yaralarım var ama yoksun ki en derinine merhem diye seni süreyim özlemlerim var benim en sönmeyeni sen yakmaya devam eden korkarım ki gelsen "ne’m kaldı ki!" diyeceğim vazgeçtiklerim var dua gibi ummak gibi yeryüzünde bir cennet Tanrı’dan yani bir de vazgeçemediklerim var beklemek gibi seni gibi benim kurumuş derelerim var dereleri besleyemeyen çaylarım denize asla kavuşamayacak ve oltaya kolay gelen balıklarım kaybettiklerim var inancım gibi insana hayata aşka bir de kazandıklarım bakıp ellerime olmadıklarını gördüğüm öğrendiklerim var benim "bunlarla ne yapacağım" dediğim ve şimdi kendimi en son öğrendiğime bırakacağım |
kavgalarım var benim
hepsi zaferle son bulmayan savaşlarım
-en çetini kendimle yaptığım-
ben
çarpışmadığım savaşların da gazisiyim
Her toprağa düşen bedenle
biraz da kendimi gömerim
KUTLARIM HARİKA ESERİNİZİ YÜREK SESİNİZ HİÇ SUSMASIN İNŞAALLAH