AHTAPOT
Biliyor musun? diye sordu o gün.
Bilmiyordum... Bilme yetisini kaybetmiştim yanında. Öyle yakınsın ki bana... dedi. Eli elime değdi. Değildim, Keşke olabilseydim... Yüzündeki her gözeneği görebilirken Bin kilometre uzaktım tenine. Şehvetin ete bürünmüş hali gibiydi parmak uçlarım Uzanmalıydım, dokunmalıydım, Yakmalıydım, yanmalıydık... Lakin ellerim soğuk, Kıpırdayamayacak kadar ağırdı. Öyle iyi anlıyorsun ki beni... dedi o gün. Anlamıyordum... Gözlerim o konuşurken Dudaklarının aldığı şekilleri ezberliyordu. Kulaklarım uğulduyordu, Duyamıyordum sözlerini. İçimde çığırtkanlar havalanıyor, Vahşi hayvanlar ciyaklıyor, hırlıyordu. Ruhumun bam tellerinde bir maymun geziniyor Bir boru sesi içimde savaş başlatıyordu. Seni içime sokasım geliyor... dedi sonra. Uğultular şiddetlendi, kasırgalar, hortumlar... Nefesim kesildi, Kalbim uğultulara çarpıntılar ekledi... "Be hey ruhum" dedim içimden "Hazırsın, kaldır ellerini Tam zamanı, bak gözünün içine, korkma Ahtapot gibi sar sımsıkı şimdi sevdiğini" Sen, sen benim en yakın dostumsun dedi birden Sarıldı. Hem de sımsıkı... Oksijeni bitti evrenin. Kolları giyotinlenmiş bir ahtopot oluverdi ruhum. Kesik-lerim kanadı Kanım içime aktı. |
ŞİİRİ BEĞENDİM...
........................... Sayğı ve selamlar..