ÇÜRÜK DOMATES
Hep beraber çürüdük.
Önce dıştan yavaş yavaş ezdiler bizi. İtildik, kakıldık, gereksiz yere yıpratıldık Onlarca yüzlerce kez aşağlandık. Sesimiz çıkmadı. Yavaş yavaş o pırıl pırıl kabuğumuz, derimiz soldu. Tren garlarında, otobüslerde, yollarda, Kalabalık heryerde sıkıştırdılar,bastırdılar,alacaklarını alıp yokoldular Sesimiz çıkmadı. Minik bir iki feryat ettik, kim dinler deyip sustuk. Zaten dinleyen de olmadı. O kadar uyuşuk davrandık ki, Canlı olduğumuzu unuttular. Aldığımız darplardan rengi değişti kabuğumuzun. Etrafta olup bitenlere sadece bakmaktan Görmeyi unuttu gözlerimiz. Boş işler için kafa yorduk, Boş şeylerle kafamızı doldurttuk. Öyle tepkisiz kaldık ki hayata Miskinlik kokusu saçmaya başladık birer ikişer. Öyle ağır koktuk ki Uyuşmayanları da uyuşturduk. Uzakta kalanlar; Bizden uzaklaşmayı başaranlar Sadece iğrendiler bizden. Biz duruşunu kaybetmiş, küflenmiş, içi geçmiş Küçük domatesler gibiydik. Çürütüldük. Yok edildik. Serpil ŞEN |