VE SUSTUM...
Külfetini hor gördüğü beşerin
Aşkı yoz bilene inat gönül neferim; Süzgün yetilerim, isyan bildiğim tüm imgelerim Hadi tut elimden dercesine bırakmayacağına kani olduğum Kim bilir, belki de sondur bu seferim. Hayata inat dönendim durdum pervane misali Gönle inat direndim aşkın hükümranlığında Ve sustum ötelerken beşerin isyanını yok bildiğim. Güne eriştim şükürler olsun Aşka da dokundum milat eylediğim. Gönül alabildiğine yorgun Sözün israfı ise yüreğin sığınağı Kelamın özü dostum, sen meylet dilediğine. Aşk hüküm sevgi zulüm, Kim demişse uzak dursun benden Hele ki gıybete riayet edeli Toz konduramaz içimdeki saklı öze: Yol yordam bilmekse işin aslı Severim ben sadece başım göğe dayalı. Yarın ölecekmişçesine Bir ömür gülmeyecekmişçesine Zor değil inan ki Yeter ki aşkı sırdaş belle. Ne bir hikâye ne de riya Ne hüküm ne cürüm Sen bak aynaya da gör içindeki karayı Yetmedi isyan et de Al boyunun ölçüsünü. Günlerden tahakküm Yıllardan zulüm Bir kere baş koymuşum bu yola madem İşin aslı yüreğin dirayeti. Noktayı koymadan Kim kimdir sormadan Nefrete rağbet etmeden Yaşarım elden geldiğince Bilirim ki günün birinde Erecek bu yürek hidayete. Rakımı yüksek üç günlük dünyanın Cefası da saklı her dem riyanın Bırak da sefayı sürsün elden geldiğince Ya da yana yakıla ağlasın Öfkenin gölgesinde. Aşk bir harman bazen bir gözyaşı Merhamet değil mi şu benliğin ilacı Günün yüzü suyu hürmetine Gafil avlanmaksa ne gam Bil ki yarınlarda saklı haiz olduğum şan. |