YORGUNUM HEM DE NASIL...
Ne çok isterdim alıntılarla süslü şu öbek öbek düşlerde
Kaybolmak ebediyen ve alenen Nükseden o rabıtaya takılı kalmadan İzin vermek aklımın kancalarında takılı ne varsa Hatta firar etmek şu delik deşik yüreği görmezden gelip de Ya sonrası, dememek olsa keşke tek derdim Oysaki sığındığım şu gök kubbede saklı dermanı Varoluş hegemonyasında saklı sayısız rivayet Yüklenmişim bir kez Depreşen şu yaram köreldikçe kimsesizliğim Sığındığım o güftesiz şarkı Melodisi kulağımda takılı. Heybetli imgeler isyanda ki Zamanını unuttum bile kaçıncı seyri seferindeyim de Gönül gözüm yorgun fazlasıyla Hele ki o saklı düş malikleri yok mu, tüm efkârım Çökmüş de dibe dilimde aynı türkü Islanırken altında gök kubbenin Tüm yalıtılmışlığımla sığınmışım kanatlarına meleklerin Bre dostum destur dercesine Kayan kaç yıldız varsa saklı içimde. Hadi gömül hadi somurt hadi at en büyük kahkahanı, Ne sandın da değişecek mi şu hegemonyası insanoğlunun. Son saymıştım oysa inan ki son bilip de Başa tekrar dönmeyeceğim en mutlu hikâye Bir kez koyuvermişim de hükümranlığında aşkın Nazire edercesine o sakil aşk meleği. Yorgunum hem de nasıl Görmez misin nasıl da suskun, Sahi öncesi var mıydı da biteceğini sanmıştım. Kıble yönüm, aşk tuttuğum saf Günlerden dersen adımı bile unuttum inan ki Neye meyletsem de gülse kader yüzüme Yine de bilirim ki gelip geçecek bu gün dönümü. |
Özlem Demirkaya &*.*&