KEŞFET SENİ....
Bayramları sıradanlaştırdık,
Mayasını kaçırdık bir çok şeyin, Ve dahi sevinçlerin, Taşı neden sıkacaktık anlayamadan, Ondan da sorun çıkarttık.... Kelimelerin içini boşaltık, Anlamsız anlamsız yaşadık.... Bu kadar avarelikten sonra, Kendimizi sütten çıkan ak kaşık gibi, başköşelerde bilir kişi yapıp, Suçu onda bunda aradık... Ne eskiyi tam hatırlayabildik, Nede yeniye uyum sağlayabildik. Sattık üç kuruşa bedelsiz aşkları, Ucuzluğun paçasından tutup, Bizde kendimizi akıntıya bıraktık... Şimdi nasıl sevinilirdi onu da unuttuk. Kutsal mazi sandıklardan, Sararmış kederler toplayıp, Bu güne pazarladık.... Bu günün mutluluğu da saldık arkası yarınlara... Pembe hayallerin üstüne, kara bulutlardan gözyaşı akıttık. Gücendi umut tabi, Vefa da terk etti. Sadakat olmaz böyle şey deyip, Ciddiyeti de aldı koluna, çekip gitti, Fırsatların daha uğramayacağı adressiz diyarlara. Kaldık mı şimdi keşkelerle bir başımıza, Olacağı buydu dedi düşler, Ben sana inan demedim mi, yaşamak inanç değil mi? Sevenlerini kırma, Sevdiklerini kıl tüy meselelerle harcama... Dost kumbarasına at bir gönül daha, Hatta kırk sandıklarda sakla... Yazık değil mi sana ah be cancağazım... Toplasan ömrünü bir saat tutmaz hikayelerin, Yanında bir hüzün. Koskoca hayatını bir hiçe mi saydın? Demez mi sana vicdanın... Aklını vermeseydin kiraya, Hemde hiç değmedi verdiklerin, Kendi için yaşayanlara harcadığın cevherin... Ama ben sana yinede bir akıl vereyim Zarardan lahza koparsan o kâr, "Dünkü aklım olsaydı" de, Zaten bende öyle ederdim, Bu güne iyi bir niyet al, Yeniden doğmuş gibi, Eski tecrübelerini giyin, Gülümse hayata, Kazandığın kalan ömrüne sevin.... Zehra Asuman |