Bağrı Yanık DizelerŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Nasihate kulak veren; bağrı yanık dizeler
Dalgası vurdu hüznün gözümdeki yaşıma Damla damla döküldü toprağıma taşıma Edebi ezip geçen, bütün kırık cümleler; ‘’Ağdalı ağdasızı, iğneli iğnesizi…’’ Ayıklanıp dilimden dökülsün birer birer Küfür yok lügatimde, argo da gerer bizi Küf kokan cümleleri yıkayıp ipe serdim Yakarışları dile; dokuyunca ürperdim Keramet ne dildeydi ne de akıl işiydi! Arınıp da kelamın manaya inişiydi, Şanı yüce Allah’ın kalbe dokunuşuydu Sele karıştı gözüm, sızlattı yaktı özüm; Toplandıkça yiğitler şehitlik tepesinde Sığmadı lügatlere lal oldu dilde sözüm; Kavrulunca duygular yüreğin tekkesinde Zulümle iştigale yeryüzünü edip dar; Mazluma rahmet olur edilen tüm dualar Zalimler kan dökmeyi galibiyet sanıyor Toprağın üstündeki hayata aldanıyor Bilmezler ki cehennem onlara harlanıyor Acıları yaksa da sineyi ta içerden Herkese nasip olmaz şahadete yürüyüş Ölü demeyin sakın, şahadeti içerken Yüzlerine yayılır solmayacak bir gülüş Şehitlik güzel şeydi ne ağa ne de beydi! Allah için ölene lütfedilen rütbeydi Peygamberlikten sonra en güzel mertebeydi Vatan için canını verene selam olsun Gülistandan gülleri derene selam olsun Varıp Resulullah’ı (s.a.v.) görene selam olsun |