Ninnitopal karıncalardan bahsediyorlar şiirlerde gülüyorum sinsi sinsi... bilmiyorlar onların bacaklarını ben kırdım toprak yerken aç biilaç eşlik etsinler aksaklığıma yalnızlık ölüm kusuyor hayatın ağzına sırtlarında gözyaşı torbaları yorgun argın gölge arayışında şiirler güneşten geçtiler mehtap yanıkları gamzeleri kah kirpiklerine asıyorlar vefası veba olmuş sevgilileri kah taşlara geriyorlar zulmün sokaklarında duyarlı yüreklerini... bilmiyorlar özgürlüğe uçan kuşların kanat seslerini topladım avuçlarıma göğe üfüreceğim gök yarılırken çaresizlik korku tıkıyor vicdanların kulağına güneşe de mehtaba da ağlama duvarı kaf dağı sunak kurbanların adı simurg arayışlar uzaklara uzadıkça öz ülkesinin yetim şehirlerinde kaldırım taşlarına üvey anne muamelesi... bilmiyorlar bütün anaları ben öldürdüm asmadan önce ninniyle uyutun son kez frezya |