GÖMÜTÜ İDİ AŞK VE HÜSRAN..
Bin bir imge hele ki
Çığırtkan yankısı dünden yarına Çizdiği o yolda… Nizamını yitirmiş düşlerin bekçisiydi Tanıdığım o şahsı muhterem. Bir kelaynak kuşuydu işin aslı: Yaşadığı o ağaç kovuğu, Menzilinde gözyaşları Kuru bir lehçe ile Dilinde zikrettiği tek hece. Mubahtı sevda mubahtı elem Sitem bilse de sevilmediğini Görmediğine kani değildi önceleri. Mutlak yetileri vardı Gizlediği o sümen altı, Soruları vardı Sadece zihninin kancalarına takılı, Cevapsız ve asılsız. Nice düş adamı Düşman bellese de görmezden geldiği Hicap etmese de sevmekten kaçmazdı. Zamandı bir diğer düşmanı Ve mekânsız önyargılar Hatta mesnetsiz ithamlar. Kara kalemdi her insan giren hayatına Bilemezdi rengini Sağdıcı bilmişti bir kez taşıdıkları öfkeyi. Bir adamdı sadece Sıradan yine de tek farkı Külyutmazdı günden geceye Sürüklenirken kaderin rüzgârında. Göçmüştü karısı Lakin başka kollarda hükmediyordu Yelken açmışken yeni bir aşka, Unutmuştu saçının, gözünün rengini Yine de ağlardı Dinlediğinde çalan komparsitayı. Salkım saçaktı hatta pejmürde Soran oldu mu susardı sessizce Gizlenirdi perde arkasına. Gömütü idi aşk ve hüsran Beklentisi yoktu Bir yudum dostluktan başka. Bir düş adamıydı Uzun lafın kısası Saklı idi kalan yarısı O bilinmezlik urbasında. |
Özlem Demirkaya &*.*&