Uzun Hikaye
Ne çok şey var, hayata dair anlatılacak!..
Bir çok soru kafamda cevapsızmı kalacak!? Insan bu, taşıdığı kadar taşıyabilir, Nereye kaçarsan kaç, başa gelen çekilir... Her insanın içinde, kendince bir derdi var... Yedi milyar insanda, yedi milyar alem var!.. Bilgili yahut cahil, insanlıkta herkes bir, Görünce fark edersin, kişide varsa kibir... Benliğinle övünüp gururlanma bu kadar, Dışarıda senden farklı görülen, bir sen var. Ibret almak istersen, çevrene bir bak yeter, Bir çok insan hayatı, görürsün olmuş heder. On paralık hayata, neler feda ediyor, Nefsine aldanarak, kibrine yeniliyor. Insan değilmi zaten, sonunda hep aldanan, Gene kandırdı onu, ya nefsi yada şeytan... İnsanın önüne doğru yollar serilmişken, Öğrenemiyor hayatı, bozuk yola girmeden! Zaman, anlayana hep bir şeyler tembih eder, İbret alamayan hep aynı hataya düşer! Yanlış yola sapar, bilerek hata yaparız, Sonradan pişman olur, üzülürüz, ağlarız. Büyük avukatız suçumuzu savunmada, Üzerimize yoktur bahane uydurmada. Kandırması mümkün olsada kendi kendini, Aldatması çok zor vicdanın mahkemesini. Tertemiz doğan insan neden günaha kanmaz? Bu çağda bu cehalet herkeze nasip olmaz! Zekadan nasibi almamış henüz beynimiz, Bizleri bu hale getiren cehaletimiz... İşim daha çok, lakin zaman geçiyor hızla, Bir ömrü harcadık günah ve sevabımızla. Ne zaman, nasıl geçti, deyip anlayamadan, İhtiyarlamışım çocukluktan çıkamadan. Çocukluk...Hepsi bir hayal, hepsi bir rüyaydı. Hiç yaşanmamış gibi, ne güzel bir dünyaydı. Çocuklukta yaşadık asıl gerçek hayatı, Büyüdük ve yetiştik, fakat olduk kaskatı. Hani çocukluktaki tertemiz ruh ve saflık, Hani o heyecan, o neşe ve bahtiyarlık. Biz miskete dalmışız Kızlar oynuyor seksek, Keşke hep çocuk kalsak, hiç ve hiç büyümesek. Hani arkadaşımla oynayarak doyduğum, Sokağın her köşesinde anısı olduğum, Hür ve özgür yaşadığım çocukluk günlerim... Aklıma gelince bir iç çeker Allah derim, Arasamda bulamam, gitti, gelmez o günler, Mazide kaldı hep, o ateşi sönmüş küller. Meşkul edince seni yaşlılığın dertleri, Unutuldu bir bir çocukluk hayalleri... Gayemiz büyük, başarmak için yıllar yetmez... Son güne kadar, yapacak işlerimiz bitmez... Insanoğlu bu, hayattan hep şikayet eder! Halbuki yapmadını, alnına yazmaz kader Para hırsıdır insanı canavarlaştıran Garibe iyilik yapmayı bile caydıran Her insana, dürüst yoldan kazanmak yakışır, Namerte muhtaç olmamak için hep çalışır. Doğru çalışan adamın rızık korkusu yok! Sabah aç çıkan kuşlar, akşam döner eve tok. Herkes nasibini alır kötü yada iyi! Zahmet olmazsa oku alttaki hikayeyi. Belki ibret alırsın okudukça kendince, Eğri ve büğrü yazmışsam eleştir keyfince. ’Bir adamla tanıştım, derdi çokmuş anlattı, Bunalmış gönlünü ve ruhunu bana açtı. Evvela dinledim, can kulağıyla pür dikkat. Anladım sonradan, adamın mantığı sakat!.. Kalite adammış, standartıymış bütün derdi, ‘’Bir seviyem varki, düşmez aşağıya’’ dedi. Psikolojisi bozulurmuş, para olmazsa. Buymuş adamı en derin etkileyen tasa. Yaşamasını bilir, hayatı çok severmiş. Parası çok olsa, daha neler becerirmiş... -Belki kağıt parçası, belki elinin kiri; Lakin para, dünyanın en mühim sihiri. Onsuz perişanız, parasız reziliz dedi, Deyip söylendi, bir sürü esti gürledi... Sonra, aklından incilerini hepten döküp, Coşup akıl vermeye başladı, bana dönüp. -’Adam olmakmı diyorlar, neyse artık o şey, Sakın bana bahsetme o boş laftan peyderpey. Adam deyipte özendiğim insanlar bir bir, Gir beynine bir bak, aklıda kir fikride kir. Dürüstlükten bahseden çok yalancı tanıdım... İşine gelmeyince, muhtaca etmez yardım. Adam olmaya yeltenme, kap sağlam bir koltuk, Makam sağlamsa, sağın solun dolu dalkavuk. Bekası yok alemin, hayat çok kısa madem, Dürüst olucam diye, kendimi ezdiremem. Zaman eski zaman değil, ayak uydurmalı, Çıkar için her yola girmek, çağın kuralı. Rahat yaşamak istersen, olmalısın yüzsüz, Arsız adam, kral gibi yaşar, gece ve gündüz. Doğa yasası, fıtrat kanunu gayet kesin, Paran kadar adam, paran kadar şereflisin. Hayata bir defa geldin, ikinci şansın yok. Durma madem, çıkar hayatın tadını çok, Çıkarki herşey boş, dünya hayatıda fani..’ Diyerek bir güzel izah etti ahvalini... Hiç kımıldamadan dinleyip haliyle ilkin, Dedim, yapayım şu garibe iki söz telkin. Anlatsanda ne kadar anlar cahil kendince, Ne yapsan anlamaz gerçeği sabit düşünce. -Dedim dinle, bak sana bir kaç söz anlatıcam, Sendeki düşünceye, zanlımca katılmıcam. Başlayalım meseleye dedenden ilk baştan! Dinlede gör, ne kahramanmış o büyük atan. Yıllarca aç, çıplak, savaştan savaşa koşmuş. Yılmadan, yorulmadan, çıkmış bir sürü yokuş. Sonra, tarla ve toprakla yıllarca boğuşup, Birde dört çocuk yetiştirmiş, olmadan mağlup. Okuma yok, yazma yok, bilim ne bilmez belki, Güzel ahlak lakin, onunla olmuş mülaki. Zorluğun sinesinde, kendini hiç bozmadan, Bir ömür geçirmiş, o adam yalpalamadan. Cebinde parası olmasa gene yapardı, Yedi kat el evladına yardıma koşardı!... Hiç bilmedi garip; araba, telefon, marka... Bildiği tek yaşamdı, hayat-ı alaturka. Mal ve mülk hırsı, salgın olsada bütün dünya, Dünya hayatı, onun için sade bir rüya. Hiç bir şeye değişmezdi, dürüst adamlığı, Gaye mutlu olmaksa, lazım sade can sağlığı. Yokluk çekmiş, fakat tüketmemiş hayatını, Onda yoktu çünkü, eski yeni, herşey aynı. Bir ömür zorluklara göğüs gererek durmuş, Lakin ne psikolojisi, ne ruhu bozulmuş. Deden kendini mezara hazırlardı, fakat! Sen mezarı hazırlıyorsun, yatmak için rahat!... Parasız olmaz dedin, anlattın bin hikaye, Zihnini işgal etmiş, tek para ve sermaye. Sende bulursun zamanla zenginliği mecbur, Arı arar nihayetinde balını bulur. Varsayalım zenginsin, cebin doldu sonunda, Hayallerin gerçekleşti, işlerin yolunda, Bitermi fani hayata dair şikayetin! Süslü yaşam, emin olki sadelikten çetin. Sonu gelmez arzuların, bitmez şikayetin, Herşey tam olsa, sende olmayanı istersin. Sevgiyi ve saygıyı para satın alamaz, Servetin seni, son nefesinde kurtaramaz Ömür boyu dünyanın peşinde koşacaksın, Ne yazık hiçbir zaman yetişemeyeceksin. Şimdiden söyleyeyim tatmin olmayacaksın, Yaşıcam diye ömrünü ziyan edeceksin . Birde adam olmadan paran olduysa şayet, Gücün kuvvetin tamam, ancak bozuksa niyet, Bak sonra ne şerefin kalmış nede haysiyet, Budur işte büyük felakete sebebiyet. Zamanla anlarsın, boşa kürek sallamışsın, Zengin olmanın bedeli varmış yanılmışsın. Açgözlülüğün, yokluğa açılan pencere, Gönül zenginliğin paradan mühim çok kere Zengin yada fakir, evvela düzgün insan ol! Şeçmek elinde, tutmak istiyorsan doğru yol... Zengin olma uğruna bu yaptığın zübbelik, Bu dünyada dürüst kalmak en büyük zenginlik. Dünyada ve ukbada huzurlu olmak için, Ölmeden herşeyin hesabını vermelisin. Kısacası: dürüst olmak tek amaç tek gaye, Anlatmayla bitmez bizim bu uzun hikaye. Arif adam Tanrı’ya karşı gelmez sakınır, Bilirki Allah dağına göre kar yağdırır. Nereden niçin geldiğinin çok önemi yok, Nasıl biri olmayı seçtin, bunun önemi çok. Ne kadar değiştiğin, çokta önemli değil, Geçmişte yaşadıkların, avlar seni gafil. Toprakla güzel geçin, sonunda varış ona, Birde hayatını, gözden geçir baştan sona. Kırk yıllık yaşamımı, anlat desen de bana, Uğraşsam kırk dakika, sürmez anlatmam sana. Geçti koca bir ömür, başlar ölüm kaygısı, Vakit geç oldu, sarar seni veda sancısı. Dünya ışıklı sahne, biz baş rol oyuncusu, Aynı gösteriyi oynar oyuncu kadrosu. Madem ki sonun belli, bunca hırslanman niye? Değer mi şerefi para için değişmeye. |