DÜŞ PERDESİBir adı varsa yaşamın ‘’ AŞKTA SIR ’’ Yenik bir düş değil şimdi hissettiğin Kaybolduğun ve nefessiz uzandığın koltukta gözlerini tavana hapsederek Esiri olduğun bir hikayenin Son perdesinde oynayarak rolünü Bilmediğin replikler söylüyorsun Sol avucunda bir sır gibi sakladığın kanadımdan bir parçayla Yanarken Ellerin dizlerinde Ne yapacağını bilmez bir çocuk edasıyla Ayıklayamazken şimdi çakıl taşını Saksılarının içine dizdiğin… … Kaktüslere sarılırken sen Batan dikenlerin kum fırtınası tadındaki açmazlarında Küçük elleriyle sarıyor hayat ‘’üzgün müsün ‘’ …sessizlik Sesin kimseye dokunamaz artık Kısıldı Kıstılar aşkın sesini Öksüzsün Biliyorum …Gittim Kuşandım kılıcımı ve aldım bağrımdaki aşkın gücünü Şiirlerim sırtımda Bir dehliz açıldı Deniz , bakışlarımda ki ‘’hadi’’ eylemini beklerken Durulamak için seni Ve boğarak Ve inleterek Ve kırarak serçe parmağındaki kemiği Dağlarım söylüyor şarkısını …Hadi Kalk ve diril Ak yaşama …Buradayım Savrulurken bu kent ve yeniden Keşfederken aşıklar birbirini Yad’ıma düşen bu zehir Senden esen o kum fırtınası Kör ederken gözlerimi denizle karışık tuzun içime akıyor Sessiz çığlığın yalnızlığının gölgesinde Bir ağaç büyütüyor. Neye direndiğini bilmezken Şimdi düşünüyorsun Yanlış arıyorsun Susuyorsun Susmayı seçersen susayacaksın hep Şimdi bir şarkı burkuyor içini Duyuyorum ‘’Dedim: Dudağının şarabı bizi arzudan öldürdü. ……Duyuyorum çünkü buradayım Arkandayım Ensendeyim Kalbinden geçiyorum Geçiyorum Geç… Beylik sözlerini ortadan ikiye bölmek istiyorsun Acıyarak bakıyorsun aynalara Aynalar sana kimlikler satın alacak sanıyorsun …Hayır Neysen O’sun Sen BU’un AŞK’sın Ve yıldızsın gece de asılı kalmış Işığından habersiz boynu bükük Senin gökyüzünden kayman mutlu etmeyecek kimseyi Düşme Düş .. Dilin zehirliyor yüzük parmağımı Hikayesini neşterle ayırmış bir kadının Ameliyat masasında ki soğuk nefesi ve narkoz sayıklamaları ile Düş perdesi arıyorsun Düşüyorsun Düşeceksin Düş .. Bedeli vardı , şaraptaki son yudumun öpücüklere konan Senin ve seçimlerinin Aynalarda gördüğün yanılsamalarının Düşmelisin Düş’sün .. Artık Büyümelisin Büyü’sün .. Gideceksen git Kapı orada Cennet ve cehennemde orda Ki onlar senin sesinden hikaye olmuş İnandığın inanmadığın Güvendiğin Dağlandığın Yıllandığın Ezilen üzüm gibi Bağrımda Açan ve yeniden dirilen Ölen ve hep yeniden dirilen …Sırtımdan vuran Karanlık bir gecenin Ipıssız sesinde gizlenen mana Ve ayırt edemediğin Akla karayı Yanıldığın yandığın o mevsimde Kalıyorsun Kal… Ve bilincimi yitirdiğim Bu klavye sesinde İşte o dediğim trans anlarından birinde Şimdi yazarken ve bilmezken aklım Ne sayıkladığımın Sıfır bilinçlilik içinde …..Seni sana çizerken Ve içime düşerken sonsuz harflerin sarılışını … Sonunu düşünmeyerek Çünkü inanarak Çünkü aşklanarak Çünkü yanarak Ve yakarak bir devri içimde Ve hep güvenerek Senden ayrı senden olan Seninle olmayan bir yaşamanın Tam bu seferinde Beslenerek gözlerinden düşmüş manayı Saran kutsayan ve esirgeyen ve bağışlayan Tanrı’nın adıyla Adıyla Adıyla Ölen ve yeniden dirilen Ölen Ölen Ve hep yeniden dirilen ‘’AŞKTA SIR ‘’ .. SİBEL EŞİYOK |