yaşamak seniyaşamak seni, kırağı bozuk bir mevsime inat, ve bir kardeleni sevmek gibi, sevdiğini ölümüne görmek gibi, yaşamak seni, bir papatya yaprağını, yasak bir şehri, ve bir mavzerin namlusundan çıkan mermi gibi, soğuk bir mezar taşı gibi, ve zamansız bir göç gibi, ve umudun yıkılması, ve kara bir zindan gibi, ve müebbet bir mahkum gibi, özgürlüğe sevdalanır gibi, bir intihar gibi susuyorum şimdi, oysa yüreğimin tek lisanı sendin. haykırmak, seni bağırmak, yüreğim yırtılıncaya kadar, göğüs kafesim parçalanıncaya kadar, seni göğe duyurmak, seni, dağa, taşa, denize sevdanın ulaşamadığı her yere. yaşamak seni, nefes almak gibi, ve göğsünü, göğsünü hissetmek gibi, bir mevsimin çiçeklerini, göğsünün üstüne koyar gibi, tüm renklerin, toprağın, denizin, göğün kokusunu, göğüs kafesime koymak gibi. ellerin denizin mavisini yüzüme çarpar gibi, yüzümün kirini avuçlarınla yıkar gibi. yaşamak seni, illegal bir şehrin, yasaklı sokaklarında karşılaşır gibi, sen illegal bir kelebek, ben kelebeğe dokunan rüzgar, artık kaç ömür sürerse yaşamak. ibrahim dalkılıç 11/08/2015 23:30 izmir |