Bu gönül sana amade, sıladır sana.
Sen ise gurbet belledin zulüm bu bana.
Hayalin sılam oldu da kendin gurbetim.
Gönlümü memleket bil de bitsin gurbetin.

Hayalimde kokladım ben, hep saçlarını,
Ellerini tutmak da hep, hayalimdeydi.
Ah bir kez yanıbaşımda görsem zatını!
Sılamın gurbetim için sitemidir bu.

Tüm dünyayı saracak bak ikinci tufan
Gözlerimden akan yaşla bulut ağlasa.
Ve sen de sele kapılıp bende boğulsan...
Gözlerimin Mikail’den dileğidir bu.

Bin damla zehir de içsem öldürmez beni.
Bir damla sensizliktir benim de zehrim.
Bin yudum ilaç da içsem yaşatmaz beni.
Bir yudum senden olursa gelmez ecelim.
Doktorun bana verdiği reçetedir bu.

Galebe çaldığı zaman vuslat hicrana:
O gün yeniden doğacak tüm sevinçlerim.
Yüzünü tekrardan görmek hasrettir bana.
Hasretim dinmeden önce ölüm gelmesin.
Gözlerimin Azrail’den dileğidir bu.

Cân-ı gönülden istemek yetmiyor bazen
Yoksa gelen bir mektubu cânan-ı gönlün.
Duadan başka yapacak, kalmıyor zaten.
Allah’ın bana verdiği kaderimdir bu.

İçine girilemez mi kalp kırılmadan?
Kırk af bile onaramaz kırık bir kalbi.
İntihar umulur oldu kırık bir camdan;
Bu hayatta cehenneme sığınıştır bu.

Hicran dolu hikayesi Mem ile Zin’in.
Ya sonları hüsran olan Hüsrevle Şirin...
Onlara bile özenmek nedir bilmezsin!
Ah sen ki hiç tek taraflı sevmedin seni.

İbrahim TOPRAK