Beyaz Gece
mutluluğunu satan gece
bak incirler çatımızı aştı kiremitlerin göğünden duyan ağaç olayım ki iki dal arası ağlamadım hiç sınırları duvarlarla örülü bulut olmalısınız sakız çiğneyen kız beyaz gece ve ay tenini süsleyen dokunuşa var oluş diyorlar oysa sen ölmemelisin o alaca karanlıkta üç beş kişi bir mırıltıyı getirdi rüzgar çiçeklere çarptı eğildi konuştu dolaştı sabaha dek sevinçlerin üstü sizde kalsın biz sızlayan yağmurlara gidiyoruz ışıklı masanın bildiğine küçülen dalgınlık karartısı ve karıncalar büyük sözleri pay edip saklanıyoruz toprağa binlerce yıl geçtiğim patikaların sarı yolu mutluluk orada kalsın oyunlarımız sulara karışsın tekrar ne basit alınır verilir anıları silinen soluk yükselir taştan yürekler kağıdın karnına güneş yapmayı unutmuş eski bir perdeyi gerer karanlık nefesimizi birleştirip kayarız yıldızlar ötesine. |