MUBAH YİNE DE SEVMELER...
Tümlenmemiş, titrek hecelerin kırıntısında
Soluklandığım o devrik zamanlarda Ne varsa hâsıl olan Yekpare döşediğim yeni tümceler Sevginin asil kılındığı Mubah yine de sevmeler. Asrın telafisiz ve yordanası hükümlerinde Uzak kaldığım evrenin Kuytulardaki gizemi, Ben kadar sefil tüm gitmeler Sözcüklerin kısır döngüsünde Hicap etmesem de Sevmekten alıkoyamazken ırgat düşlerin Kıyısında soluklanmak yine düştü payıma, Kâfir istemleri nefsin mi bu denli Bedeni payidar kılan, Ne gam oysa ne gam… Başımı dayadığım dev çınarın gölgesinde İstiflediğim acılar devinirken Ne yanılgı benimki Sanmıştım ki ramak kalmıştı mutlu sona. Özgürlük nedir sence Aldatmasam da kendimi Bilirim en derinden Kırık kanadım ezelden beri İmgeler seğirtirken mizacımı yıkan ve Yıkayan ölü cümleleri Akıttığım yaşların nezdinde kendimi Alıkoyamadığım her sahne Yaşanan ne çok ikilem Müdahil olmasam da Kapanacak birazdan son perde. Takılı kalmışım düne oysa, O telaşlı küçük kızın Dilinden düşürmediği son tümcenin nezdinde Sırra kadem basmış olmalı mutluluk, Heyhat, Pare pare yanmaksa Biçilen ceza mı Yalanım yok Başım gözüm üstüne Varsın yarım kalsın bir yanım Kabulümdür neyse görülen reva. |