Doğumzaman, duyulmaz seslerini döker kum saatinden usun manzarasına ıssızlığı hayali bıçak gibi kesen ışık çölleşen boş sayfalara s/özün fırtınalarını esertirir sancılı düşlerden koşan doru atlar kayıp bekleyişlerle yapışır bulutların buğusuna çarpışır dünler bugünle hırçınca dökülür sislerin üstüne ., rüzgâra karışır tinsel yükseliş yeni doğuma açar şeffaf perdelerini kavuşurken tersine akan nehirler huzmeler titretir gölgeyi bakarken derinlere zamanın duyulan sesleri kucaklar yarının izlerini... Merâl Özcan |
selam ve sevgiyle Merâl hanım.