Piaf
.
. . Seni görünce; ne aynı hevesle ne de aynı heyecanla yürüyorum. Hep aynı hızda; aptallaşıyorum. İçim şimdi içine düştüğüm bir yer. Ne zaman boğulmak istesem sana yüzerim ben. Sesindeki gülüşle karşıladığım sabah uğurlar, sevişemediğimiz geceleri. Karanlığını unutsam ve öyle çırılçıplak aydınlığınla sevişsem ben senin! Teninden tenimi kopartıp, ellerin gezinse yüreğimde: Aşk derim sana ben. Attığın her adım anlamlı olur, ağzından dökülen her zerre, öyle nefes! Ezbere bilmem adının geçtiği alfabeyi. Lakin bildiğim, benim de bildiklerim var! Tenin tenimde ilah mesela, beş vakit içimde tınısını hissettiğim. İnan. Gökten inen kitaplar şahit. İncil’de okudum ve Kuran’da bildim âşık olabilmeyi. Gelenleri unut ve gidenleri sil hafızamdan. Yalnızca sen ve ansızın tenime dolduğun zaman dolansın hücremde. Ben uykusunda annesini ağlayarak görmüş bir adam, Aydınlıkta dizlerin başımda yastık. Bir şair kadar bağırdım. Ben bunu sana yazdım. Seninle her gün tanışma yetime yazdım. Yerime. Sol yerime. Bile bile. Son yerime… Bize bizi hatırlatmaya ne gerek. İstediği kadar açsın çiçekler. Yol ver gitsin, uça dursun Cemal Süreyya yürekli kuşlar. Ki dönecekler! Ne derlerse desinler ‘ meselemiz kış. Ocak başındaki kardan konuşalım biz, Üşüdüğümüzde birbirimize sarılıp uyuduğumuz gecelerden. Kürtçe bir ağıtta, Sevgilim. Lazca bir titremede ölelim biz seninle. Piaf aşkına ölelim. O çok büyük şairlerin yazarken hissettiği kadar ölelim. Hiç bitmeyelim. . . . Sevgilim. . |
kaleminize sağlık
Hayırlı Bayramlar