Cem Adrian
Bu gün 14 Kasım 2009
Doğum günüm olduğunu söylüyorlar. Bunu kaç yıl sonra okuyacaksın Ya da okuyabilecek misin bilmiyorum. Amma lakin -Cem abi” ben bunu sana yazdım” Üç beş dakika sakın tıkamasın kimse ağzımı / kimse ‘bu kez kesmesin sesimi. Bir kadın öpmesin dudaklarımdan. Ve bir adam sarılmasın. Bir çocuk ağlamasın. “Ve her gece sabret diye saçlarımda dolanan /tanrının elleridir”… S/özün sözümdür! Sakinleşir şizofren ruhum. İşte o zaman korkmuyorum geceden ve korkmuyorum hiç kalabalık karanlıklardan. Karşıma zifiriyetin karşına geçiyor ve basıyorum küfür’ü… En yalnız olduğum zamanda ‘gene sen koşuyorsun imdadıma. |||“sokaklarda yanımda dolaşan yağmur geceleri başucumda duran yağmur avucumda ellerin eline yağmur… vur yüzüme vur yüzüme. saçlarımda nefesin yerine yağmur dudağımda dudağın yerine yağmur gökyüzünden çaresizliğimi yağmur vur yüzüme hadi vur yüzüme”||| Vur diyorum ulan! Vur kimsesizliğimi ömrüme! Yeniden sevmeliyim bu hayatı. İnanmalıyım insanlara yeniden. Kapıyı aç, bir beklentim yok! Karanlığımdan hüzünler giyinip geldim. Anla beni N’olur.. Çünkü ben geldim. Bundan tam 22 yıl önce bu aptal dünyaya malulen gönderildim! Ve bu gelişin sonu yok… Vazgeçişi de, geri dönüşü de! Kalabalık sandığım, boşluğun ertesinde Kendime yeni avuntular bağışlayıp sonra insanların tekrardan yüzüme tükürmesi ne kadar saçma… Söyler misin Cem abi: adaleti nerede bu dünyanın? Tozlu paslı dünyanın; ayni sözlerinin içinde yeni diyarlar arıyor ecrinden çıkmış ömrüm. Annem gibi kokmalı nefesim ve || babam kadar nefret etmeliyim insanlardan! Acı ulan acı… İçimdeki sadece acı. Ne cebim zengin, ne yüreğim! Beş kuruş yok ömrümde ve çözülmüş ellerimin bağcıkları.. Ona laf söylesem, öbürünün mecali var mı beni anlamaya! Bu dünyaya kul oldum geldim. Dar kafalı zihniyetler yüzünden; Koca bir ümmetten küfür yedim! Sustum sonra. Kimseyle konuşmadım. Senden başka… Beni inandır insanlara, işte o zaman inanacaksın Tanrıya! Bir başına insan veda edebilir mi yalnızlığa? Gözlerimin elası kayboluyor siyahımda. Ve ellerin dokunuyor ellerime… Ben annemden öğrendim bebeklerin doğduklarında ağladığını Ve Tanrı dan öğrendim inanmayı Kimse söylemedi çocukların her daim hıçkıracağını. Beni yeninden inanmaya, inandırabilir misin? Çıksam gelsem bir gün Sever misin beni kimsesin sevmediği gibi… Düşük bir fanzin bu.. Oldukça ağlamaklı ve oldukça çaresiz! Acıya acıya dolandım yorganıma ve en azından beni teselli edecek bir kadını ararken, Kendimle öpüştüğün ayna ile yüz yüze geldiğimde: O aptal insanlar eşcinsel sanacaklar beni... Oysa onlar uçkurunun zevkine düşerken; ben yalnızlığımla sevişiyordum... Avunuyordum... Ve bu tesellinin cinsiyeti yoktu… Bir güler yüze hasret düşer ağlamaklı tenimle sevişirim Her gece başka bir meydan da kendimden geçerim Her gece başka kendi nefesim dolanır gırtlağımda. Hep seninle veda ederim güne… Bir adam gülümser Bir adam gider… Yalnızlığın dehlizinde gerilir yüz hatlarım Karşımda duran karşı tarafta; seyre dalar martılar gözlerime baka baka Gülleri birlikte koklayabilmekti dileğim. /sevgilim /özledim Mavinin içine mavi olur, denizin dibinde boğarım gözlerimi… Rengim atar, ellerim titrer ve kimsesizliğimi hasat etmeye yeltenirim Her yer çok siyah… Odamın tüm duvarları Cem Adrian! İçim erinir Y’arsızlığın ezincinden Ölürüm sensiz içtiğim bir yudum içkiyken Kokunu bilmediğin kokun; kokar kalbimde…_________________________ Öldüğümü zannettiğim her günde İçimden sen geçecek __________________ Yeter ki sen /gel ömrüme Ve inandır beni hayatı sevebilmeye Biliyorum sensin ömrümün çaresi.. -Cem abi -Ben o gece o adamla konuşurken mavi gözlerini dikti gözlerime Ve bir bakışta anlatmaya yeltenircesine hayatın şerefsizliğini “ışkını aşka çevir ve yazmaya devam et” Dedi… Sonra tutunacak dal aradım. Seni tanıdım. Yıllar geçti, alın yazımsın; nasılda okunuyorsun kaderimde! Yazdım… Yaşamak için yeter mi bu kadar avuntu? Yeter mi bu kadar avuntu..! Ne aşk-ı ulan Ömrüm yalnız benim! Işkımdan sıyrılmış sabahlarım Sesim berbat diye kimse beni dinlemese bile! Her gün başka bir dost meclisinden kendimden geçmiş Ve ertesi gün devam etmişim sessiz sessiz şarkılar söylemeye Ve sen haklısın; biliyorum Kimseye gerek yok. Zaten kimse de yok! “yalnız da ayağa kalkabilirim” |