0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3196
Okunma

Bu gün 14 Kasım 2009
Doğum günüm olduğunu söylüyorlar.
Bunu kaç yıl sonra okuyacaksın
Ya da okuyabilecek misin bilmiyorum.
Amma lakin
-Cem abi” ben bunu sana yazdım”
Üç beş dakika sakın tıkamasın kimse ağzımı / kimse ‘bu kez kesmesin sesimi.
Bir kadın öpmesin dudaklarımdan.
Ve bir adam sarılmasın.
Bir çocuk ağlamasın.
“Ve her gece sabret diye saçlarımda dolanan /tanrının elleridir”…
S/özün sözümdür!
Sakinleşir şizofren ruhum.
İşte o zaman korkmuyorum geceden ve korkmuyorum hiç kalabalık karanlıklardan.
Karşıma zifiriyetin karşına geçiyor ve basıyorum küfür’ü…
En yalnız olduğum zamanda ‘gene sen koşuyorsun imdadıma.
|||“sokaklarda yanımda dolaşan yağmur
geceleri başucumda duran yağmur
avucumda ellerin eline yağmur…
vur yüzüme vur yüzüme.
saçlarımda nefesin yerine yağmur
dudağımda dudağın yerine yağmur
gökyüzünden çaresizliğimi yağmur
vur yüzüme hadi vur yüzüme”|||
Vur diyorum ulan!
Vur kimsesizliğimi ömrüme!
Yeniden sevmeliyim bu hayatı.
İnanmalıyım insanlara yeniden.
Kapıyı aç, bir beklentim yok!
Karanlığımdan hüzünler giyinip geldim.
Anla beni N’olur..
Çünkü ben geldim.
Bundan tam 22 yıl önce bu aptal dünyaya malulen gönderildim!
Ve bu gelişin sonu yok…
Vazgeçişi de, geri dönüşü de!
Kalabalık sandığım, boşluğun ertesinde
Kendime yeni avuntular bağışlayıp sonra insanların tekrardan yüzüme tükürmesi ne kadar saçma…
Söyler misin Cem abi: adaleti nerede bu dünyanın?
Tozlu paslı dünyanın; ayni sözlerinin içinde yeni diyarlar arıyor ecrinden çıkmış ömrüm.
Annem gibi kokmalı nefesim ve || babam kadar nefret etmeliyim insanlardan!
Acı ulan acı…
İçimdeki sadece acı.
Ne cebim zengin, ne yüreğim!
Beş kuruş yok ömrümde ve çözülmüş ellerimin bağcıkları..
Ona laf söylesem, öbürünün mecali var mı beni anlamaya!
Bu dünyaya kul oldum geldim.
Dar kafalı zihniyetler yüzünden;
Koca bir ümmetten küfür yedim!
Sustum sonra.
Kimseyle konuşmadım.
Senden başka…
Beni inandır insanlara, işte o zaman inanacaksın Tanrıya!
Bir başına insan veda edebilir mi yalnızlığa?
Gözlerimin elası kayboluyor siyahımda.
Ve ellerin dokunuyor ellerime…
Ben annemden öğrendim bebeklerin doğduklarında ağladığını
Ve Tanrı dan öğrendim inanmayı
Kimse söylemedi çocukların her daim hıçkıracağını.
Beni yeninden inanmaya, inandırabilir misin?
Çıksam gelsem bir gün
Sever misin beni kimsesin sevmediği gibi…
Düşük bir fanzin bu..
Oldukça ağlamaklı ve oldukça çaresiz!
Acıya acıya dolandım yorganıma ve en azından beni teselli edecek bir kadını ararken,
Kendimle öpüştüğün ayna ile yüz yüze geldiğimde:
O aptal insanlar eşcinsel sanacaklar beni...
Oysa onlar uçkurunun zevkine düşerken; ben yalnızlığımla sevişiyordum...
Avunuyordum...
Ve bu tesellinin cinsiyeti yoktu…
Bir güler yüze hasret düşer ağlamaklı tenimle sevişirim
Her gece başka bir meydan da kendimden geçerim
Her gece başka kendi nefesim dolanır gırtlağımda.
Hep seninle veda ederim güne…
Bir adam gülümser
Bir adam gider…
Yalnızlığın dehlizinde gerilir yüz hatlarım
Karşımda duran karşı tarafta; seyre dalar martılar gözlerime baka baka
Gülleri birlikte koklayabilmekti dileğim.
/sevgilim
/özledim
Mavinin içine mavi olur, denizin dibinde boğarım gözlerimi…
Rengim atar, ellerim titrer ve kimsesizliğimi hasat etmeye yeltenirim
Her yer çok siyah…
Odamın tüm duvarları Cem Adrian!
İçim erinir Y’arsızlığın ezincinden
Ölürüm sensiz içtiğim bir yudum içkiyken
Kokunu bilmediğin kokun; kokar kalbimde…_________________________
Öldüğümü zannettiğim her günde
İçimden sen geçecek __________________
Yeter ki sen /gel ömrüme
Ve inandır beni hayatı sevebilmeye
Biliyorum sensin ömrümün çaresi..
-Cem abi
-Ben o gece o adamla konuşurken mavi gözlerini dikti gözlerime
Ve bir bakışta anlatmaya yeltenircesine hayatın şerefsizliğini “ışkını aşka çevir ve yazmaya devam et”
Dedi…
Sonra tutunacak dal aradım.
Seni tanıdım.
Yıllar geçti, alın yazımsın; nasılda okunuyorsun kaderimde!
Yazdım…
Yaşamak için yeter mi bu kadar avuntu?
Yeter mi bu kadar avuntu..!
Ne aşk-ı ulan
Ömrüm yalnız benim!
Işkımdan sıyrılmış sabahlarım
Sesim berbat diye kimse beni dinlemese bile!
Her gün başka bir dost meclisinden kendimden geçmiş
Ve ertesi gün devam etmişim sessiz sessiz şarkılar söylemeye
Ve sen haklısın; biliyorum
Kimseye gerek yok.
Zaten kimse de yok!
“yalnız da ayağa kalkabilirim”