sen ve ben
sesine dokundum yine
yitirdiğin sesine acının göğsünü emerek büyüdüm ben kör pencereme yasladım başımı sokağın içinden gelip geçenleri seyrettim insanların adımlarını takip ettim hiç kimse senin kadar güzel yürümedi bu yollarda hiç kimse senin kadar göğün mavisine benzemedi hiç kimse senin kadar mavi de olmadı sonra göğü yere indirebilir miyim ? diye düşündüm içimden gülüşünü göğe benzettim bir ara bir ara yarım kaldım bir parçam sendeydi anılarımı kuşandım yine yaşamın en mayhoş serinliğinde sonra şurama bir rüzgar değdi ve şuramda bir ben öldüm sen içimde ben dışımda sonra ellerin gelir aklıma o dokunulası, koklanılası, öpülesi ellerin bir papatya, bir sümbül, bir menekşe kokulu ellerin ince bir yağmur tanesi ıslak bir gecenin altında göğü aydınlatan yıldızlar ve ellerin dudaklarımda bir iklimin baharı gibi kirpiklerin sevdaya bir köprü içinden geçeriz şimdi sen ve ben ibrahim dalkılıç 07/07/2015 |