Fener Alayı
Şairlere karışmam, iş şiire gelince
Ölenlerin ardından, zarlı fener alayı Ağdalı söz çıkını, hoş nesire gelince Ozanların yurdundan, yerli fener alayı Mendireksiz limandan, kirpiklere marina Düş kazır sözde mimar, marifetli sır ayna Mekânsız zaman gibi, dış perdeden iç mana Çalanların ardından, türlü fener alayı İmkânsızdır onların, tedavisi ayaktan Kıyakçılığın sonu!, Dem vururlar ayaktan Entel dantel yaparak, redifleri uyaktan Silenlerin ardından, torlu fener alayı İç nefes dış kalıbı, sarmaz ise sırtına Teğet bile geçemez, hikmetlerin yurduna Hallaç gibi dalınca, küllerine fırtına Dolanların ardından, korlu fener alayı Francala üstüne, cevhersiz krema çal Düşlere tabirname olanı özle hemhal Tılsım nakışı ile has ekmek üstünde bal Bilenlerin ardından, pirli fener alayı Siyahın her tonuna, yasak koyup başlara Vicdanı sızlamadan, kandırdığı yaşlara Gamlara hormon katıp sekizlerden beşlere Salanların ardından, kurlu fener alayı Dertleri istiflerler üst üste balya gibi Gidişatı zorlarlar, bozulmuş bilye gibi Kendisini nimetten, sayıp fasulye gibi Olanların ardından, şerli fener alayı Müspet ilim önünde, koşarsa ehli kalem Aklın bittiği yerde devreye girer kelam Dilin kemiği yoktur, Delibal’ım vesselam Yalanların ardından, sırlı fener alayı Celil ÇINKIR – DELİBAL Bu çalışmama dair açıklamalarım: 7. Kıtanın ilk dizesini, “Dertleri yüreklere dizerler kolye gibi” der uyak sorununa neden olmayabilirdim. Anlayışı kıt olanlara, şiiri sadece dize sonunda ses uyumu olarak görenlere nispet yazdım. Hallaç gibi dalınca, küllerine fırtına dizesinde rediflerle uyakları iç içe geçirdiğim için şiir severlerden özür diliyorum. |