GÖÇÜP GİTSEM BİLE...
Mutedil alabildiğine
Sıradan olsa keşke, Keşke dönsem düne Dün bildiğim o muktedir enginliğe. Saf bildiğim kırık yanım Ön safta durduğum kıyısı uçurumun. Nasiplensem keşke kıyısından köşesinden Baksam yüzüne bir kez daha Henüz ilk kez görmüşçesine. Bir elimde ucu kırık bir kalem Sağ yanımda sevdiklerim Sol yanım boş hepten İçini dolduramadığım hükümlerde Yol bildiğim Yine de kaybolduğum. Boyunduruğundayım epeydir Adını dahi bilmediğim… Ne garip şu meylettiğim devran Ne yapsam da yüzümün gülmediği. Yüzü suyu hürmetine Şu mübarek günün Boğulmaksa en derinde Ya da kaybolmak tek bir gölgede Neye tekabül ederse etsin İçimdeki saklı niyetim. Bir kum zerresiyim altı üstü Esaretinde fırtınanın Oradan oraya sürüklendiğim. Kıymet bilmesen de Sözüm geçmese de kadere Alışkınım inan ki Hem de ta ezelden. Koşullandığım ne varsa Hükmü geçen insanoğlu Neye namzet ki Adına benlik dediğin; Boş bir torba kadar kifayetsiz Adı beden Ve o göçebe ruh, Geride kalan. Tek bir kelam Tek bir selam Gıybeti sürer gider Nasıl da konuşurlar ardından. Göçüp gitsem bile Bil ki baki kalacak tüm hasret O gök kubbede. Varlığım hepten hibeli Kırık sazın teli çağırırken adımı. |