DOKUNMAYIN!!
DOKUNMAYIN!
Akşam olunca bastı hüzün Gülmez oldu gül yüzün Gökyüzünde kuşlar süzün süzün Görünce gözlerini bahara döndü güzüm Değmesin gözlerine akşam Değmesin hüzün bulutları Nereye dokunsan dökülür Değmeden geç cam kırıklarıyla kırılabilir insan İhtimal bende sevdim seni Görmez gönül de göz gözü Bir tatlı söz unutulmaz ruhun da Birde yalan dolan söz iz bırakır Unutma ki tez geçer zaman Yalan dünyaya kanma.. Hatırı yok bir fincan acı kahvenin kırk yıl O Eskiden di yaşamak Güneşin kızları yanık tenlerini Sererdi Ayakkabısını yastık ederdi Koyardı kolunu uzanırken başının altına Mavi ninniler dudaklarında Gökyüzünü Kucaklardı hayalleri deniz aşırı Zaman aşımına uğramayan taze aşklar Platonik sevmeler Süslerdi Çiçekli göğüslerini Oy ben seni sevmişim be gülüm Kır şeytanın bacağını Şehir lime lime paramparça oldu Bulutlar gardiyan yine bu gece Ay mahpusta parmaklıklar arasından bakıyor dünyaya Yüzümü adımlıyorum aynalarda Mor iki halka Kafatasından fırlamış iki göz Dalıp gidiyor karanlıklara ay çizilmiş yüzün Ayrık otları kitlenmiş gülüşlerim Boş evler gibi bakışlar Neden eskisi gibi gidip dönmeleriniz Ay gülümsüyorsa kirpiklerin arasından Yağmalanmış yağmurun Kuluçkada iki yumurta üstüne yatmış güvercin An başlarında ağaç gölgesine sığınmış ırgatlar Bakıyorlar memleketi seyredip uzaktan Güneş ağlıyor ekin saplarında Başak saçların hapis Akşam ölüyor gözlerinde neredesiniz İklim karış karış Gün doğuruyor Adalarda denizler ölüyor Bileklerinde kırma altın bilezikler Düşlerin de düğün dernekleriniz biz geliyoruz Gecenin karanlığında ve uçuşan düşlerimiz Üşüsün yalnızlığın elleri suskun yaz gecesinin adalarında.. Şiir kokuyor geceler küf kokusu gibi toprağın Toprak olmuş geçen yılki yaprak Düşer bayırlara el değmemiş gün Doğsun içimize yeniden şafak!! Dokunmayın.. Nurten Ak Aygen 25.06.2015 |
Kutluyorum kalemini
_____________________________________Selamlar