Bir Yaşlı Adamın Duyguları
Yaşlılık, etrafı ölümle çevrili bir adadır.
Geçmişte heves ettiğin şeyler artık anlamsızdır. Gönülde ne fırtınalar, ne anılar vardır yorgun, İhtiyarladığımdan değil bu yüzden halim durgun. Gözüm görmez, dizim tutmaz, aklara karışmış saçlar, Gel gör ki içimde kalmış neşe ve heyecanlar var. Ah o gençlikte nasıl temiz ve berraktı hafızam, Eski bir arkadaşı görsem şimdi hatırlayamam. Seneler fırtınalar gibi esip coşmuş arkamda, Gözüm çok karaydı şimdiki halime baktığımda. Hatta bi keresinde iki serseri sataşmıştı, Ne bakıyorsun lan deyip üzerime çullanmıştı, Yakasına yapışarak enikleri tokatladım, Bu serserilerde ne ağız nede burun bıraktım... Şimdi omuzum çökük, sırtım bükükte olsa, Yakışıklı gençtim, bakan bir daha bakardı bana. Be hey gidi günler, neler geldi geçti bu başımdan, Yalan dünya, unuttum bir çok şeyi yaşlılığımdan. Çınar gibi kök saldım eve, arayıp soranım yok, Dalıp maziye hatıraları anıyorum en çok. En büyük korkum, el ayak kesilip yatalak kalmak, Ele güne karşı muhtaç görünüpte güçsüz kalmak.. On yılı aştı gideli, nur içinde yatsın eşim, O günden beri bıraktım herşeyi kalmadı işim. Bekler dururum bi çare, misafir su gibi aksa, Gelen giden olsa, ilgilense biraz bana baksa. Yaşlılık yetti artık canıma bitmiyor hiç derdim, Rahat yaşamak istiyorum çünkü bu son günlerim. Önümde uzun yol kalmadı artık yürüyeceğim, Gelecek seneyi bakalım görebilecek miyim. |