bakamadığım saatlerim var şimdi sol yanımda özlediğim zamanın en geçkin hali sanırım bu belki de sert geçen bir ayrılığın son baharı yudum yudum yudumlanan, saklı bir cehennem sıcağı ağlayan duyguların toprakla kavuşması gibi ve gizlenip örtbas edilen bir aşkın karanlık rüyası hepsi içime dert oldu bugün hepsi birer birer terk etmişti kaderimi birer birer döküldü yüreğimden gözlerime düşmekle yaşamak arasındaki farkı ve hayatta kalmanın tüm anlamsızlığını anlamıştım ve bu gün ilk kez, ölümle yüzleşmişti duran zaman solumdan giden bir canla yeryüzüne verilmiştim yaşıyor muyum? ölüyor muyum? bilmiyorum üstüme üstüme gelen duvarların arasından hangi kentin, hangi sokağına bakıyordu ıslak suretim ağlıyor muyum, susuyor muyum, bilmiyorum bu bir hasret mi, terk ediliş mi, yıkık bir şehir mi hepsi içinde bir kutuda, bir zulümle savaşıyorum ne geçen zamanı, ne de duran saatleri hatırlıyorum bakılmıyor, ağlanmıyor, bulunmuyor Rabbim nasıl bir dert vermiş ki bana, yaşanmıyor
çekilen fotoğrafların siyahında beliriyordu kalbim her nereden bakarsan bak, karanlıktı diğer yüzüm sen ay desende bana, ben güneşin battığı bir akşamdım uyanamadığım sabahların gecesiydi gözlerim bakamadığım aynaların umutlarıydı pencerelerim şu geçen mevsimler bile sıcak yazlarla, soğuk kışlar ve baharlar ile hepsi her gün yüreğimden sen olmadan geçtiler hepsi her gün geçerken seni dilendim Rabbimden seni istedim karanlık dolan kibirli kentlerden bazen hancı, bazen de yolcuydu yüreğim bekler, sen gelmez, çıkardım yollara sensiz gidipte dönerdim o yabancı ellerden vurduğum duvarların, yaktığım şu sigaranın haddi hesabı sorulmazdı şu zemheri gönlümden
geçen her zaman, ciğerlerime dolan bir dumandı karlı bir dağın, en yüksek tepesiydi beklentilerim sisli yolları ve hiç gelmeyen umutlarıyla tükenmiş bir bedenin, resmiydi içimdekilerim taş duvarlara yazılan şu ölümsüz aşklarla kaç yıl daha avutacaktı kendini ölümlü kalbim kaç yıl daha bekleyecek, kaçıncı baharda gidecekti belki de çoktan gitmiş, bitmişti her şey ama kolay mıydı öyle, sana can verenden vazgeçmek belki de seninle gömülmekti son çarem belki de sen giderken bile, tutmaktı ellerinden sen ölürken bile, giderken benden dirhem dirhem değil kendimi kaybetmek belki de ölenle ölmekmiş sevmek..
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ölenle Ölmekmiş Sevmek şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ölenle Ölmekmiş Sevmek şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
geçen her zaman, ciğerlerime dolan bir dumandı karlı bir dağın, en yüksek tepesiydi beklentilerim sisli yolları ve hiç gelmeyen umutlarıyla tükenmiş bir bedenin, resmiydi içimdekilerim taş duvarlara yazılan şu ölümsüz aşklarla kaç yıl daha avutacaktı kendini ölümlü kalbim kaç yıl daha bekleyecek, kaçıncı baharda gidecekti belki de çoktan gitmiş, bitmişti her şey ama kolay mıydı öyle, sana can verenden vazgeçmek belki de seninle gömülmekti son çarem belki de sen giderken bile, tutmaktı ellerinden sen ölürken bile, giderken benden dirhem dirhem değil kendimi kaybetmek belki de ölenle ölmekmiş sevmek..
. . . Mawish
yüreğine sağlık harika bir şiir olmuş
bazen sevdiğimiz kişi gider ya bizden onu o kadar çok sevmişizdir ki onunla ölüme bile gidecek kadar, her şeyi göze alırız ama ne yaparsak yapalım kaderin önüne geçemeyiz keşkeler başlar ama ne olursa olsun onunla mutlu olmuşuzdur aşkı yaşamışızdır en azından kavuşamasada aşkları ölümsüzleşmiştir.