Ay Pervanesi
Bir ay göçer karanlıklarıma
Ve her gece bende büyüyen bir yalnızlık göçer göçmesine de Tek kekemelik bir lisan tutulmasıdır Bu bedenimdeki Mezopotamyalığın Ve her gecemde biriken soğukluğun En çok gözlerin titrer üstüme En çoklardan ne varsa önüne dizdim Türk Dil Kurumuna eklenmesi dahi düşünülemeyen kavramlarla tanımladım Seni Diyarbakır gibi kavradım desem Mem u Zin Dicle’ye kıskançlığı ilan eder Biliyormusun? Mültecisiyim ay karanlık gözlerine Sonra yasaklı meyvesini tattım cennetinin ve dergâhından kovulmuşa döndüm. .. Sonra Ferhat gibi bir coğrafyayı parçalara böldüm Aslında sana karşı bölücü duygularım bile tükendi Keşke bilsen nasıl kimliksizim Nasıl da ülkesizim... Dokunuşların ürkmesin bedenimde Sana zindan zindan teslim olmuşum Korkak alıştırma bakışlarını Sal üstüme üstüme Umarım ki kalkarım üstesinden Eşkıya hisler beslediğime bakmayın Sana bir ülkeyi bağışlayanım Sana gökyüzünü örgütledim Bütün yağmurlar sana yağsın Ve gökkuşağı senin renginde açılsın Allah u Muhammed aşkına Yeryüzündeki gezegenler aşkına Supernovalar gibi zaman aşımına uğramış bu ölüşlerim niye? Bir açıklaması var mıdır? Bu denli sana düşüşümün Meçhul bir bahar çisemlenir Van’ımıza Senden gayri bir üşümek Bir bir üşümek sancılanır her yanımıza Diyorumki, sana özgürlüğümü bağışlıyorum Yeterki gülüşlerini azad et Ben sana herdaim eksiksiz gelirim Var mı ötesi ey ay karanlığım Kürtçe bir özlemi çiziyorum Tenine tenine, bir bir mahkumluğumu Ey ay karanlığım Ey sol yanımda fişlenenim Ey illegal yanıma dizilmiş korkak yanım Ez ji te hezdikim... |