Anlamsız Hikâyemin Şiiri 2
Birgün karşılaşırız belki
Ve belki de aynı yaşlarda oluruz. Ben ölüme meydan okumuş, Ölüm sana kıyamamış olur belki de Saçlarına karışmış hüzünlerle beklersin beni, Saçlarıma karışmış beklentilerle gelirim sana Yüzüme kapanmış onca kapıları ardımda bırakır gelirim belki de. Sana açılan onca kapıları kapatırda gelirsin belki de Zamana diş bileyeceğiz belki de, Ve belki de aynı yağmurda ıslanacağız. Yanlış günahlara tövbe ederiz birlikte Belki de yanlış zamanlarda uyanırız Kader oyun bozanlık yapmazsa eğer, Yâsinlerimiz aynı anda okunacak belki de... ** Ülkenin en zengin adamın kulesinin dibindeki simitcinin emeğiyim ben, Beklentilerim kuruşlarla büyür, Al harca hâyâllerimi Yeterse hâyâl kurmaya yüreğin. Adem ile Havva’nın çocukluğundaki bilinmezim ben, Al oku benliğimi Yeterse okumaya yüreğin Evlerde saklanmış zekat cimriliğiyim ben, Al savur gerçekliğimi Gerçekleri görmeye yeterse yüreğin ** Rüzgârı yırtarcasına bir çığlık yolla semâ’ya, İsyan besle heybende ’Bu haksızlık’ de gözün yaşlı ’Bu haksızlık’ de... Kravatlı adamlara çok gör selamı, Pantolonu yamalı dostlar al dua’na Misafir et düşlerine insanlığı Bir beşik hâyâl et Bir de mezarlık... ** Ahlâk yasalarıyla yaşatılıyoruz! Fatihâ’larımızın yanı başında devlet korumaları! ** Bitti bende ki dua Sağım selamet Solum selamet Çık önüme artık Bitsin bu cehalet.. ** Ne garip şey yaşamak Zamansız uyanmak Sessizce ölmek! Ne tuaf şey eğlenmek Çiçeklere su vermek Savaş filmleri seyretmek Aşk romanları bitirmek Ölü şairlere özenmek... Ne tuaf şey düşlemek Milyon liralık hâyâller Kuruşluk cimrilikler Hâyâl parmaklıklar ardından Yüzsüzce secde etmek ** Aydınlat bende ki karanlığı Payıma düşen cennet toprağına çocukları misafir et, Sana yolladığım duaların başlarını okşa İçimdeki nefretin sebebini merak et Aydınlat bende ki karanlığı Payıma düşen cehennem toprağına Başkanları misafir et Sana yolladığım isyanların yanaklarından sev, İçimdeki sevginin sebebini merak et |