SÖZ
SÖZ
bir kaçıştır dar bir koridorda gözler deniz karmaşık umut gelecek bir sayfa kopan bir yaprak çöl sahra yarı çıplak dolu dizgin koşmak zifiri karanlıkta bir defa söylenen son söz dün bu gün yarın mevsimler aylar yıllar geçiyor geriye kalan gerçek son yolculuk gülümse bir rüya solan bir güldü ellerin ellerime değmeli uyuyamam kör karanlıkta bu benim şiirim bir hıçkırık duvardaki resim dayan gelecek yüreğim mahpusta kaçmak kurtulmak istiyorum yüreğime oturan kör karanlıktan beni hiç kendim kadar üzmeyecek söz seni benim kadar hiç kimse sevmeyecek hikayesinde değilim bir yaprak gibi eğilirim boynumuz kıldan ince ölüme.. II bir yangın sonrasında bilinmezlik herkes kendi çizdiği yol haritasında yol duvar toprak çatlayan tohumduk kelle koltukta ayaklarımızı ensemize doladık kirletmemek için dünyayı sokak cadde patika fark etmedi serçelere özendi yüreğimiz neden niçin bir pencerede bir kapı önünde durduk bastık zillere kaçtık bir sürü şiir yazardık belki de hecelediğimiz sözlerle geceler heceler birbirine benzeyen duygular ve... kırık kalpler ülkesinde gece kapkaranlık darmadağınık içinde sen olmayan bir şiire dokundum yorgundu yürek ansızın usulca yalnızca kimsesiz bir sevmek sevmek telapati empati aşk küçük detaylarda saklı sır düşünce ifade ve.. şaşkınlık sarı yapraklar engin deniz kızıl güneş şehir ellerimde değil gök kubbenin altında III Ay gökyüzü suskunluk sevda ve dünya Yalnızlık suskunluk söz sükuta gelir usulca ifadeler zincirlenmiş hatıralar birbiriyle iç içe saat zaman geçmiş mazi ayrılık kor ateş bir ucu değer köz düşmüş yüreğe su serper ara sıra yıldızları kaçan yağmurlu gök kubbe bir yanda çileli bir hayat bir yanımız hasret vuslat beceste sersefil yoksul mu yoksul ak karlar bastırmış yürek Aşk elvedalar arasında yarım yamalak serçeler kelebekler uçuşur ilkbaharda yürekte işte böyle hazanlı ayaz geceler hayaller arasında yaşanan gerçekler anı avuntu sakırdamış el ayak bir dost omuzudur belkide bir dayanak nedamet nihayet ve... ölüm son pencere son düğüm sürgit yaşanacak değildir hayat kendini anlatamadın anlatmaktı belki de suskunluk suküt dilinde ki lâl kuruyan bir yaprak atılan pamuk darmadağındı ve..katlanılmaz acılardı bizi ayakta tutan yaşamak ah! yaşamak nasılda emanet.. Nurten Ak Aygen 06.05.2015 |
"bir hıçkırık
duvardaki resim
dayan gelecek
yüreğim mahpusta
kaçmak kurtulmak
istiyorum
yüreğime oturan
kör karanlıktan"
Emek verilmiş bir çalışma...
Sözlerin hıçkırığı idi mısralar....
Tebrikler değerli şairem...
Selamlar...