Satılmışa sözüm yok, eğer hâin değilse
Hiç düşman olunur mu, meşrû olan devlete?
Otuz Mart seçiminde tek başına halkının
Yarıdan iki fazla; “oy”un alan devlete.

Zamanı geldiği an, gazel olur yapraklar
Uğrunda ölen yoksa, dalgalanmaz bayraklar
Şehitlerin kanıyla yoğrulmuş bu topraklar
Sahip çıkmamız gerek mîras kalan devlete.

Hâli hazır gömleğe sığmaz oldu bu beden
Allah için can verdi hem ninen, hem de deden
Şefkatle, adâletle… Üç kıtaya hükmeden
Kalbimizi titreten mehter çalan devlete.

Kendi öz devletine saldırmak hiç olur mu?
Şer güçlerle birleşip böldürmek hiç olur mu?
Öyle ki; “bâği”leşip baş kaldırmak olur mu?(*)
Dostunu, düşmanını iyi bilen devlete.

Bölüşürdü ekmeği iktidar ile birken
FETÖ oldu kurtuldu “hizmet”, “cemaat” derken
Zenginlik üç kat arttı, düne kadar fakirken
Her gün daha güçlenen selâm salan devlete…

03/05/’15
Hanifi KARA

(*) Bâği: İsyan eden, baş kaldıran, terör estiren...