Kül rengiŞiirin hikayesini görmek için tıklayın " İnsan en çok korktuğunu en iyi şekilde yazar,
Ve ben kimseden korkmuyorum, Kendimden korktuğum kadar. " kıdemli bir yalnızlığın efendisi yüreğim. fırka fırka büyüyen bir sessizliğin bastırılan sesiyim. gölgemde okaliptus ağaçlarının sancıları. bir çöl yanığı gizlenir suretimde. toprak kokusunun karıştığı mevsimlerde, keşmekeş bir halde süregelir durur bensizliğim. " yalnızlığa asılmış yüreklerin, gece yanığı sancıları. " şehrin en sessiz köşesinde, bilyelerini kaybetmiş bir çocuk olurum. gözyaşlarını kırmızı kazağının kolunda biriktiren. hıçkırıklar dolusu boşalır gözlerim. ellerim ufak kalır gözlerimdeki fırtınaya. kendi gölgesinden korkan ilkokul çocuğu olurum. coğrafyasını bilmediğim bir haritada kaybolurum. " hayat zar tuttuğumu söylerdi, oysa kırık bir zar hiçbir zaman düşeş gelmezdi. " soluksuz kalmış bir yaşamdan susuyorum, duyma beni! ben kendi yurdunda mülteci kalmış bir yürek, bilme beni! saatler mıhlanıp kalıyor gecenin ortasında. bir köpek ağzı gibi yutuyor karanlık, benliğimi. vasıfsızlaştıkça, dünyanın yükünü sırtında taşıyan bir işçi oluyorum. körpe ellerim, kayboluyor bu gidişatın ceplerinde. bir nehre sığdırılmış öfkelerle, asi oluyorum kendime. " ben kendini kendinde arayan adam, bulduğunu kaybettiği sanan. " kuralları yitirilmiş bir ölüm oyununun, son ebesiyim. gözlerim birer posta eri. ama yetişemiyorum kendi ufkuma. kaybedilmiş topraklarını kazanç sayan bir ülkenin, yüküm hafifledi diyerek avunan bir hükümdarın. bu coğrafyadaki tasavvuruyum. ölü odalarımda eskimiş yıllarımın küflü hatıraları, dolanıp durur zihnimde. ben bir avcıyım, kendi kapanına kendisi düşen. ben bir avım, kendine tutsak düşen. " çekmecemde kilitli yalnızlığım. bahçemde ölümün kuş sesleri, ve cesedimde düşlerimin kül rengi. " - Abdullah Cemek |
selamlar