otuzuncu harfkızıl saçlı bir adamın, sessiz naralarıyla üflüyor dünya, ense köküme. yine bir hüzzam şahikasında kederi sırtüstü yatırıyorum, içimin yorgun maviliğine. ellerim vakti kesiyor, düşlerim zihnimi lime lime ediyor. bu gökyüzünden kaçıncı uçurtma çalışım, bir öyküden benliğimi, kaçıncı defa çekip çıkarışım? esmer şehrin lakayıt duvarlarında, pragmatist bir tüccar hali alıyor kimliğim. kutsal kitap yalancılığı yapıyor sessizliğim. oysa kravatlı bir mevsime ayna tutuyor inancım. bunca hüzünbaz şarkı, onca ölümbaz iklim, ve kızıl boyalı toprak niçin? alnımdan okyanusa açılıyor sıkıntılı bir gece, hummalı bir yalnızlığın, olmazlar ülkesindeyim. pas tutmuş ise de yüreğim, sevincim hep bir çocuk sesi. ve otuzuncu harf susmak benim için. yine keşfedilmiş lirik bir cümle gibi, yol alıyor suretimde güneşin sarı sıcak gelinliği. saat geceyi güneş geçti. gri bir düşe verildi adım, sonra bir defalığına yağmura. avcunda kaldı ahmak bedenim rüzgarın, bir şiir dolusu, bir şiir dolusu öldüm sonra.. - abdullah cemek |
Otuzuncu harf kadar ilginç,
bir o kadar da naif bir sızısı var şiirin..
Ki şiirler içlerdeki âhvalin harfleşmiş hâlidir.
Eyvallah.
Kutluyorum içtenlikle etkili kaleminizi.