1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
2001
Okunma
kızıl saçlı bir adamın,
sessiz naralarıyla üflüyor dünya,
ense köküme.
yine bir hüzzam şahikasında kederi
sırtüstü yatırıyorum,
içimin yorgun maviliğine.
ellerim vakti kesiyor,
düşlerim zihnimi lime lime ediyor.
bu gökyüzünden kaçıncı uçurtma çalışım,
bir öyküden benliğimi,
kaçıncı defa çekip çıkarışım?
esmer şehrin lakayıt duvarlarında,
pragmatist bir tüccar hali alıyor kimliğim.
kutsal kitap yalancılığı yapıyor
sessizliğim.
oysa kravatlı bir mevsime ayna tutuyor inancım.
bunca hüzünbaz şarkı,
onca ölümbaz iklim,
ve kızıl boyalı toprak
niçin?
alnımdan okyanusa açılıyor sıkıntılı bir gece,
hummalı bir yalnızlığın,
olmazlar ülkesindeyim.
pas tutmuş ise de yüreğim,
sevincim hep bir çocuk sesi.
ve otuzuncu harf
susmak benim için.
yine
keşfedilmiş lirik bir cümle gibi,
yol alıyor suretimde güneşin sarı sıcak gelinliği.
saat geceyi güneş geçti.
gri bir düşe verildi adım,
sonra bir defalığına yağmura.
avcunda kaldı ahmak bedenim rüzgarın,
bir şiir dolusu,
bir şiir dolusu öldüm sonra..
- abdullah cemek
5.0
100% (2)