Ellerin kelepçe gibi takılırdı her gece ince bileklerime Bir İstanbul ağlardı ardından bir de Kadıköy’de vapurlar, martılar,tramvaylar... Ne güzel bakardı gözlerin senin öyle Yokluğunda bile çok söyledim sana çay,kendime kahve ve ortaya az kederli bir gülümseme
Daldan dala konan kuşlar gibi Çığır açan ağrılar dolanırdı hep sol mememin altında Bir göğe bakardım,bir sana Bir denize akardım, bir sana Bir yere çakılırdım apansız Bir de bakışlarına amansız
Meryem’in bağrındaki oğul gibi yatardı varlığın göğsümde gün boyu günahsız Aşkın tarifini dinlerdim gizlice yan masadan liseli aşıklardan Gülebilmezdim bile tarifsizliklerden çok kere Ah diyesim gelirdi hep sadece Hele bir gelip de dinleyin şu göğsümü sessizce Diyebilmezdim, susardım öylece...
Dilsizlerin konuştuğunu ilk orda gördüm Oysa evvelinde ben de kördüm Mahmur bir rüzgarın nasıl döndüğünü deliye Nasıl söndüğünü bir ateşin mecalsiz ve döndüğünü bir avuç küle orda gördüm
Bir adam küfür etti ağzından salyalar akarken Bir kadın iffetini sattı güpegündüz ayan beyan Bir çocuk koydu başını taşa Bir kedi kovaladı kendinden büyük fareyi Deniz dalgalandı Martı saldı ağzından avladığı balığı Elimdeki simit düştü yere Bir garson hızla geçti ezerek üstünden Ben ağladım Neye ağladım bilemedim Bir tek koyabildim elimi ağrımın üstüne Acıyla gülümsedim
Sevdan pranga gibi hâlâ ayaklarımda Onca sızıma rağmen gidemedim Bir İstanbul ağlardı ardından Bir de Kadıköy’de vapurlar, martılar,tramvaylar Ha bir de ben ağlardım be adam Sen hiç göremedin! Bilemedin...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İstanbul Ağlardı Ardından... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İstanbul Ağlardı Ardından... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Kaç sevdayı, kaç ayrılığı, hüznü sığdırdın koynuna İstanbul... Denizinin mavisinde kaç kadının göz yaşı saklı şimdi.. Surlarında kaç masalın kahramanı yatar.. Kaç kadın ecelsiz can verdi sokaklarında.. Ahh İstanbul.. Ne sen doydun aşıklara..ne aşıklar sana...
mm.. farklı dağların esintisi mevsime kanmış .. konmuş şiirin dallarına. . iyi ya olağanlık sığmazdı sayfana şair.. ellerin kaleme kalemin gönlüne ne sıcak uzanmış... sevgiler..
Bir İstanbul ağlardı ardından bir de Kadıköy’de vapurlar, martılar,tramvaylar... Ne güzel bakardı gözlerin senin öyle Yokluğunda bile çok söyledim sana çay,kendime kahve ve ortaya az kederli bir gülümseme
Seviyorum kaleminizi mistik tınısını vesselam
Ve şiire kanarak ayrılmak sayfanızda İstanbul gibi...
Tebrik ve saygımla.