RÜVEYDAEskiden kaşlar yay, kirpikler oktu! Şimdiyse badana fırçası gibi... Al elma yanaklar, hiç boya yoktu; Zamane domates salçası gibi... Hep ataerkildi söylenen sözler, Zeytine benzerdi o kara gözler! Şimdi gençler zümrüt gözleri özler; Yeşil dideler can alçası gibi... Bilekte şık durur som bilezikler... İmrenir yok yoksul, gönlü ezikler! İnce parmaklarda elmas yüzükler; Küpeler kır atın nalçası gibi... Takmış takıştırmış, açmış başını! O güzel giyimi saklar yaşını... Pabucu, kemeri timsah meşini; Çantası pazarcı bohçası gibi... Erguvan renginde tüm elbisesi, Tozpembe boyalı tatlı busesi... Saçlarından gelir çiçek nefesi; Baştan aşağı gül bahçesi gibi… Cemalinin rengi, var dolunayda! İsmini sorduydum, dedi Rüveyda! Şakıyordu sanki bülbül-i Şeyda; Lisanı İstanbul lehçesi gibi... Antalya-2015/03 TDK: Alça: erik (can erik) ... Dide: göz, göz bebeği... Rüveyda: alımlı, ince, hoş, nazik... Halil Şakir Taşçıoğlu |
Tebrikler efendim..Saygılar..