Çok mu…Uyku bassa ansızın mayışsan bir kenarda Bir akşam da unutsan pencereyi, kapıyı Ölür müsün ha canım açık kalsa bir kıyı Kaç mevsimi devşirdik zay olmasın bahar da Ne sitemden yanayım, ne gözüm intizarda Bak cemreler de düştü eriyip gitti kar da Yoksa uzar da uzar hasretin sarkaçları Yürekle hemhâl olur o sivri kıskaçları Giriversem içeri düşüne girer gibi Bu kez gözünden öpmem, peşinen söyleyeyim Yeniden kabahate bedel mi ödeyeyim Ayrılığın nüktesi kalbimde hançer gibi Hâlâ sızlıyor yeri hükmünü sürer gibi Avcunun ortasına iki damla gözyaşı Düştü ya kirpiğimden tam da vedadan önce Bilmem sevinir misin geldiğimi görünce Fark etsen de zikretme hâlimdeki telâşı Bağrımda sakladığım o meymenetsiz taşı Söküp attım ya bugün içimden karakışı Dizim titremiş n’olur, elim dolanmış çok mu Gönlüm asılsız düşe, mahsus aldanmış çok mu….. Mart/015/NÜS |
Ne diye yalan söyleyim;
biz mimarlar tasarım yaparız. Bazı çözemediğimiz yeri uydurmaya çalışırız. Bunun adına da "SABUNLAMA" deriz.
Tasarım: Harika,
Sabunlama: Asla yok, her sözcük CUK oturmuş.
Konu bütünlüğü: Mükemmel.
Tebrik ederim, çok beğendim şiirinizi...
ve...
buraya selam, saygı bırakıyorum...