Fikriye!
Önümüze hikaye’ler getirdiler,
Gözlerimizin içine bile bakmadan; ‘Buna inanacaksınız’ dediler! I. ‘Ayrılmak zor’ diyorsun Fikriye, Âh bilmiyorsun ‘kavuşamamak’ daha da zor… Sırtını nereye dayasan gelir alırlar Fikriye, Ellerinde ‘kin’ tohumcuklarıyla gülerler hep yüzüne. Dönüpte âh’lar çekme geçmişe şimdi Fikriye. Evini temiz tut, Bir gün gelirler, koşa koşa kaçanlar! Sen çayı hep hazır tut Fikriye. Bizim yara’larımız da yazılsın artık reçetelere, Çocuklar kazısın yara’mızdaki kabukları, Acı, hiç bu kadar güzel olmazdı o zaman Fikriye. ‘Sen niye susmayı tercih ettin’ diye soracaksın, İçimde avaz avaz bağıranı hiç tanımayacaksın! Aldırmadım Suskunluğuma, Aldırmadım Susanlara… Beni bekleyecek zaman’ın yoktu ki senin Fikriye, Şarkılara sürgün ettin beni, Öykülere hapsettin. Söylemek istedim sana, Reçel’den kalp yapmıştım, Kahretsin, kızamıyorum sana Ne mutlu sana! Sana rüyâ biriktirdim, rüyâ’larımdan kalan, Dua’lar besteledim hep seninle ilgili, ‘Amin’ demeni ne çok istedim Fikriye. Artık parkta oynayan çocuklara duyursunlar Fikriye, Biz Yenildik! Ben Yenildim! Artık tutsak değilsin Fikriye, Dilediğin kadar sevebilirsin! Seninle birlikte şiir okuyamadık Fikriye, Kavuşamadık! O an kavuşamadık, Meğer birbirimize ancak bu kadar kavuşamayabilirmişiz! Kitap’ı sende kaldı vuslat’ın, Kitapsızlığı bende… II. Kötü hikayelerle sardılar etrafımı Fikriye, Yanlarında ‘öyle biri yok’ demeler getirdiler! Kendilerine ait ne kadar korku varsa beni onlarla korkuttular, Bana ait ne kadar gülümseme varsa onları alıp da gittiler Fikriye. Hâyâllerime oturdular izinsiz, Biraz oturup kalkarız dediler. Kitaplarımı sorguya çektiler, Kötü kötü baktılar Fikriye ‘Öyle biri yok’ dediler! Beni, senin taa yakınına attılar. Duydun mu? ‘Öyle biri yok’ dediler… Ben hangi kent’e gitsem sen hep geldin Fikriye Sen nereye gitsen ben hep bekledim… El etek öpen aşkların kıyısında senin saflığına sığındım, Topraklı yollar da aradım hep seni, Tozu dumana kattım da, Seni bana katamadım. Mutluluğu soruyorlar bana şimdi, Üç beş kitap okuyan akıl sürüsü! Seninle olabilme ihtimalini anlatmaya zorlanıyorum! Paylaştıkca artan tek şey ‘kin’ diyorum, Bana inanmıyorlar Fikriye Darılacaksın bana ama öyle! Gel Fikriye, Biraz telaş olsun hayatımda, Biraz heyecan, Biraz huzur! Göz göze geldiğimiz ilk günü unuttum artık Fikriye, Şimdi ben ne hakla aynada kendime bakarım! Sokak köpeğiyle birlikte son kez seslendik içime; Cevap veren olmadı Fikriye! Sanki bir ömür boyu yüzüme bakacakmışsın gibi kalktığım sabahların hâyâl kırıklığından kurtar beni Fikriye, Elinde sıcak ekmekle bir sabah çal kapımı, ‘Öyle biri yok’ diyenleri çağıralım akşam yemeğine, Bir gece Fikriye, Bir gece gel de, Ben de artık ölmekten korkayım! Geçip gidiyorum kendimden Fikriye, Nerden başlayacaksın diye sorarsan eğer; Unutmaktan başlamıycam Fikriye, Beni inanmadığım yollara sürecekler Fikriye, Ve inanmadığım aşklara, Tek başıma, Sensiz sürgünlere sürecekler! ‘Öyle biri var mı?’ diye soran yabancıların sofrasına diz kırmak zorunda kalacağım. ‘Hep neden yenildim biliyor musunuz’ diye soracağım onlara Fikriye, Bu kez ben soracağım! ‘Biz galibiyeti hep sevdiklerimize verdik’ Diyeceğim. Biraz da sen ara beni Fikriye, İnsanların gerçekleri bıraktıkları yerdeyim, Seninle ayrılamadığımız yerdeyim Sanki bir ömür boyu yüzüme bakacakmış gibi, Bir sabah elinde sıcak ekmekle çal kapımı Fikriye o |