Korku
içimizde içimiz
bu çok yüzün aynı yere bakarken mutlu olduğu dev kemancı gelmiş çocuk aklını ulaştırıp uçan kuşlara havanın tutkulu mizacına değiyor bulaşıcı hafiflik şarkısında hovarda kanadı kırık ayrılık yüzünün şekline sinmiş melodinin esneyerek ritm aksanlı yeni mutsuzluklar getirmesi bize ve size ait olan bir şey değil düşecek renklerin en güzeli elem beyazı bir mavi kar sesleri masanın üstünde ekmek gıcırdayarak kapı açılıyor bacada ayın baygın duruşu korku karanlığın beyazımsı duyguyla seyrelmesi eski hatıraların tıkırtılar çıkarıp biz de vardık demesi risalesinde kuyu annesi öldükten sonra yıllar nasıl geçilir bilmiyordu yeşil yüzlü kemancı dede biz insanlar yarın neşe içinde günün aydınlığına ziller takıp oynayacağız sen teline vurdukça uyanan paslı sevinç sen teline vurdukça kalbim yeniden dönüyor sonsuzluğuna geçmişin. |