/...milletçe hepimiz iyi biliriz cinliği severiz masalı da yutmayız hinliği.../
yine o hüzzam konçerto geçiyordu haberlerin yanıbaşından iskeleden düşmüş işçi üzüntüsünü taklit ediyordu sanki spiker hani ölmekten büyük ihânettir patronunun başını belâya sokmak ya da yine terörize mayası tutmuş bir gösteri izdihâmı sonrası veya çöp konteynırlarında toplanma kampları kurmuş kadınlardan var! öyle ya çok çekmiştir bu halk onlardan! televizyona bakmıyorum ya yeminliyim hani ne zaman
o olamazdı daha dün bahsedilmişti sanki uzaydan gelmişler gibi barış damgası vurmuş kurşunculardan sanki az emekmiş gibi erkek hâl çarşafa türbana girmek bedava bankamatik molotoflamak
ha yıllardır ironi üretimini kimseye bırakmaz devlet en s/uç örnek mi devletin altını üstüne getirenlere serilir kırmızı halı bizde verilir liyâkât-ı üstün hizmet!
tanrının özel lütfudur kesin ve bir tek bize mahsustur mezarı olmayan işçiler direk şehittir ondan müştemilattan sayılır tebaa âfetzedeler hepten ölümAllahım emridir, bizler öldürmek için birer melek
bakmayın siz o her gün bir büyük götürenlere dinibütünlük esastır her dem zinhar abdest bozulur kadına erkek eli değse ırza geçmek suçtur ufak bir ayrıntı dışında -orası bir yetimhane- -kahkaha atan bir kadın- -kısaca can ve namus onun değilse!-
âdettindir yine yap boz tefrikaları millete vura vura daktilosuz dikta yazılımları bundan olsa ülkenin yarısı içerde pardon ülkenin yarısı içer de kafa yerinde kalır mı!
yıllanmış mezâlimden sebeptir ülkenin bir bölümündeki d/il devrimi dayatmaları o zavallıların da dillerini unutup pomakça konuşmaya başlamaları! yoo lütfen! öyle hemen gözleri sağa kaydırıp ibranicilik yapmayın!
aslında yönetme işi sanıldığından kolaydır tipik kucaklama işi bir nevii sarıldığın seni çözmeden sen çözeceksin...sarığı ikincisi bir ok senin elindeyse karşındaki mecbur râzıdır ayı yürüyüşü yapmaya bürokrasi deniyor buna da kısaca deneye deneye öğreniliyor yalnız zamanı biraz uzun’ca!
âkıbet hep yenilikte ve katıyyet vurgunda devamlılık şarttır avam çarşı pazara küstükçe pozitif ayrımcılık küffarların elinde kalmışsa giderek bir üst mertebeyi merkebe bindiren politize polisleriniz varsa hele şimdiye dek milletten saklanmış hadislerin üzerini örtenler mehter yürüyüşü ile gidilirmiş meselâ cennete yenilik ondan şart ve farzmış!
çok şükür tüm kanunlar şükre uyum’lu uymayanlar münafık, abdest bozan okuma! yazma! zorunlu gibi görünse de şart değil! hukuk nasıl guguklu tencerede bakara az ibiğin iri mi direk namzetsin ya protokole ya/n bakana
sanat desen işlemiş kanımıza atadan nerdeyse tüm fütuhat ondan alınmış zarar ziyan dengesi geri dönülmez akıllar bırakmış geride + mâdem etin et üstüne yamalı donun kurumaz olmuş borcundan daha neden dönmezsin inat orucundan - doğrudur emme Angara - İstanbul üç saate düşmüş diyolaa! hem Dünyanın en büyük havaalanı bizde olacakmış! ayrıca söz verdiler bir dahaki seçimde tuvaletleri de içeri alacaklarmış! + peki hayatında uçağa bindin mi? -yok! + nerede yaşıyorsun - Gonya Amanoslar arası! - he bana gomünis gomünis bakma öyle dün acansta dediler ayrıca boşun dolusu dolunun boşunu doldurmazsa dolunun boşu boşun dolusundan davacı olurmuş öte dünyada vesselam harammış! sen bana aç gözlerini deyon emme göz göre göre kör olurmuş insanlaa!
hiç gelmez olur mu aziz yurdum insanı 17-25 vapuruna sıra biz binbir emek kağıt gemiciklerden ordu yaratalım berekete bereket katalım diye uğraşalım sen tut hiç kimsenin haberi yokken sudan habersiz denizi bile aşırmamızı çekemeyip fişle sonra halt edip tam da kıçımızdan dişle
uzun lafın/ın kıssası şu h/inlere ben çalarım sen oynarsın !
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sevâbına Giydirme şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sevâbına Giydirme şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Cinnet getirip tarayasım geldi her üç beşerden birini ahvalimizi açık eden şiir vuracam bir büyük yok canım sadece şişeden bahsetmekteyim kahperengi düzenden bizi üzen her şeyin şerefine ve diyorum ki kazanılmış hakkımızı samimiyetle dökülen gözyaşımızın gölgesinde piç eden patrona mı isyan asırlardır değişmeyen düzene mi biat, üzene mi inat? kör bakan, sağır duyan, vicdanları cebinde kurumuş ahvali beşerden dem vururken hilkat sevmek deyip onun da imanını gevreteren siyasetçilere iman etmiş gibi inananların gölgesinden bile yaratan’a sığınırım.
kaldır başını ey koca tarih tükür yüzüne celladının
Bunca kahpeliğin bile isyana niyet edip ilk rekatta çökertilip susturulduğu namazdır bu kıyam et kıyam et ve aynaya bak Dicle’ye bak Tuna’ya bak dayan gördüğüne diren bana direndiğin gibi
dedim yazdıklarınızı okuyunca
gidiyorum ben
körüm sağırım elsiz ayaksızım usumda kurudu ağzım da azığımda yok denizler ortasında suya hasret ölmek de varmış kaderde batsında kurtulalım şu yer yok yere kemik çiğnemekten başka bir şey değil bu ziyan
iman etmiş gibi inananlara kına taşımak bizi cennete götürür muhakkak
duygusal öfke sahibine ne kazandırır ziyan ben susayım o halde zira öfkem bana lazım
ha unuttum az önce demeyi arabada radyo dinlerken duydum biraz önce hani Süleyman Şah türbesini zapt ettik ya! bıraktık geldik yada ha onun için Amerikalılar nota vermiş! bir an önce orayı boşaltın diye! orası önemli bir koridormuş diye. de bizim cengaverler 2 ay da kafa tutmuşlar güya:)))
vallahi tarih tarihi bıraktı gayri komedi yazıyor!