Palazlanıyor ömrümün serzenişleri
Palazlanıyor ömrümün serzenişleri,
Sıfatsız bir tarihe yazıyorum kendimi, Soğuk duvarlardan dokunuyorum sana, Siyah beyaz saatlere öykünüyorum ha bre, Islak sokakların gözlerinde seni arıyorum. Geniş bir ovada düşündüm seni, Sarı başakların salındığı rüzgarda. Geniş yapraklı papatyaların boy gösterdiği Ve ölümsüz kelebeklerin uçuştuğu… Kimselerin bilmediği çözümsüz bir bilmece gibi yüzüm, İpuçlarını ancak sana sakladığım. Küçük bir el üşüyor oralarda Adresini bildiğim, Ama bir türlü gidemediğim. Anlatamadığım bir gardenya idi yüreğim, Gözlerimden dökülen yapraklarıydı, Genzimi gecenin sessizliği yaktı da Ödünç düşlere oyuncaklar satın aldım. Sensizlikle düşündüm seni, Bir yudum sevgiyi avuçlarımızda içtiğimizi sesimin sesine değdiğini ve açlığımızı. Biz ki, Kurutup sevgileri koyduk kitaplar arasına, Sözcükler döndü kendi etrafında küflendi sesler. Yemyeşil bir daldık, paslanmadan önce aklımız. Palazlanıyor ömrümün serzenişleri, Savrulup döküldü aşkın küpeştesi, Damağımda tuzlu bir Şubat akşamı. Geceyi yorgan edip çektim de üstüme, Sensizlikle dokundum kendime, Artık yüzüm ne süt liman, Ne de sen.eski sen… |
Yüreğine sağlık..