Herşeye inat
l.
Sonbahar geldi işte, Yapraklar tutunamıyor dallarda, Toprak her zamankinden daha muhtaç, Nasır tutmuş hünerli ellere. Karabasan çözer şimdi usulca, Gerdanındaki son ilmeği de; Bu aylar fukara umudu, Mısır ekmeği kadar tazedir, Ve şehirlerde emek daha ucuza satılık. Eritir adamı bu bekleyiş sürdükçe, Dumanlı amele kahvelerinde çoluk çocuk sefil. Her şey vitrinlerde kalır, Ekmekte,pamuklu-yün donda, Delikse pabucun,yoksa sırtında gocuk, Parası olmayana vitrinler sadece bakılık. Öfke besler yürekler, Kara topraktan daha verimli. Garibanın ekmeği ye babam ye bitmez. Bir çıkartsak dersin şubatı, Umut kapımızdadır artık. ll. Ve her şeye inat duyabiliyor musunuz? Çalıyor çanlarını varoşlar, Yankılandırıp boş tencerelerini. Sabır sabır tütüyor dumanları, Sanki kafaları güneşe dayalı. Yüreğinde fark edemediği bir sızı, Ve karnında oldum olası bir boşlukla, Okşayıp duruyor minnacık ayaklarını bir kız çocuğu. Ve paslı ve kirli ellerinden utanarak nasır tutmuş ayaklarını kazıyor bir erkek çocuğu. Ve her şeye inat duyabiliyor musunuz? Mutlaka ayağa kalkacak çocuklar. Bak! Nasılda bilinçleniyorlar alın teriyle. Kara ve beton yüklü şehirleri, Bitmeyen inançlarıyla bayraklarını dikecekler yalçın tepelere. O bayrak ki,emeğin ateşi ve sonsuz. O bayrak ki,zaferin ve özgürlüğün habercisi. |
yürekten yazılmış, çok sade güzel bir şiir.
yüreğinize sağlık.
saygılarımla...