Mektup
Kelebek uçuşlu yeni doğan ay
turuncu güvercinliydi. Dikkat ettim ve fark ettim, sizin oralardan değildi. Artık ve yavaş yavaş Çekilmez oluyor buralar. Seni sevdiğim şehirde, Yirmi birinci asrın eşkıyaları var. Kah bir kadın kalçasında düşleri, Kah bir çeliğin kemik kabzasını çentikleyen. Ceket gibi,bir omuzdan sarkan yaşamları, Topuk gibi üzerine basılmış umutlar... Sabahları örtüyorum üstüme, Yinede gecikiyor sabahlar. Bir ayna bulup sana bakıyorum, yüreğim acıyor. Seni sevdiğim şehirde, Hep erkendi sabahlarımız. Bir geceyi tabaklayan, Birde vardiyalara koşan, Uykusuz, öfkeli, umutsayan, ama hep umutsayan, gözler bilirdi. Kumru kuşlu parklarda balamburt altı sevdalarını, Ve şehri saran kesif ekmek kokusunu; Rüyalarda tutuşan aşkların heyecanını, Ay renkli titrek zaferler bilirdi. Yüreğimiz atlı karıncaya binmiş dönüyor, Düşlerini arayan bir çocuk. Pupa yelken açmış sevdasını, Yol alır yosun tutmayan denizin alaca şafağında. Ama sevgilim, Hep aynı işi yaparcasına sıkıcı ve hüzünlü Bizsiz yaşamak. Akşamları örtüyorum üstüme, Çekilmez oldu buralar, Sensizlikten olsa gerek. |